Yeni sezon hazırlıkları ve başlangıcında Bursaspor ile ilgili hiç yazmadım. Öncelikle hazırlık maçlarına ve 3-4 haftalık lig maçı performansına bakmak istedim. Bugün için ise yorumum, bu takım kesinlikle iş yapar ve iyi yönetilirse ilk 5'e girer ama Hamza Hoca'nın bazı takıntılarından vazgeçmesi gerekiyor.

Başakşehir şok etkisi yaptı

İlk hafta deplasmanda ite kaka alınan Adanaspor galibiyetiyle lige iyi bir başlangıç yaptık. O maçta gördük ki, takımın oturması için zamana ve orta sahada değişikliğe ihtiyaç vardı. İkinci hafta kendi evimizde ligin iddialı ekiplerinden Medipol Başakşehir'i ağırladığımız ve 2-0 kaybettiğimiz maç bizim aksaklıkları daha iyi görmemizi sağladı.

Maçın sonuna doğru taraftarlar çok haklı tepki vererek Hamza Hamzaoğlu'nu protesto etti. Genelde ben de eleştiriyorum ama o gün bu tepkileri olgunlukla karşılaması Hamza Hoca'nın yerini sağlamlaştırdı. Eğer o gün zamanında Ertuğrul Sağlam'ın yaptığı gibi hatalı tepkiler verseydi bu sezonu Bursaspor'da tamamlaması imkansız olurdu.

Fenerbahçe maçı moral oldu

Bu kadar sıkıntılı bir ortamda ve üstelik deplasmanda çıkılan Fenerbahçe maçı çok kritik bir öneme sahipti. Allahtan Fenerbahçe'nin lig tarihindeki en kötü sezonlarından birini yaşıyor olması işimizi kolaylaştırdı ve biraz da şansımızın yardımıyla alınan maç bize moral oldu. Normal şartlarda Kadıköy'de böyle amatör kümeden gelmiş bir takım gibi ürkek ve çağdışı bir 'Çanakkale geçilmez' futbol anlayışıyla sahaya çıkmanın faturası çok ağır olabilirdi. Çok şükür ki, kişisel beceriksizlikler, direkler ve şansımız sayesinde sahadan 3 puanla ayrıldık.

Eğer o gün 2 ve üzeri bir farkla sahadan mağlup ayrılsaydık (ki bu mümkündü) Bursaspor'da işler karışır ve çalkantılı bir sezona merhaba derdik.

Futbol böyle bir şey işte, gelgitler yaşatan ve nihayetinde tabelada yazan sonuca göre yol alınan bir spor. Yoksa o günkü oyun tarzına göre eleştirilmesi gereken Dick Advocaat değil Hamza Hamzaoğlu olmalıydı.  

Kayserispor maçı

Fenerbahçe maçında kazanılan moral ve özgüvenle taraftarının önünde maça baskılı başlayan Bursaspor'du. Her ne kadar ataklarımız savunmayı aşıp net gol pozisyonu şeklini alamadıysa da yediğimiz gole kadar iyi bir oyun sergiledik. Yediğimiz gole, her hafta daha da fazla sorumluluk alarak, arkadaşlarına ve gençlere iyi bir örnek olan Batalla ile ilk yarının uzatma dakikalarında cevap verdik.

İkinci yarıya da yine baskılı başladık. Kayserispor zaten beraberliğe razı bir oyun anlayışındaydı. Elbette ilk yarıdaki gibi bir pozisyon bulup golü atarak 3 puanı almaya da itiraz etmeyeceklerdi ama öncelikleri 1 puanı garantilemekti.

Maç böyle devam ederken 68. dakikada İsmail'in gördüğü kırmızı kart bütün umutlarımızı bitirebilirdi. Bence hakemin buradaki son adam yorumu yanlıştı çünkü kafasına çarpan top Welliton'un önüne değil arkasına düşmüştü. Dolayısıyla sahip olamadığı bir topla o oyuncunun gole gittiğini kabul etmek yanlış bir karardı. Maçın sonlarına doğru benzer bir pozisyonda Furkan'a yapıldı ancak hakem bırakın kırmızı kartı faul bile vermedi. Hakem art niyetli değildi ama bence daha çok tecrübeye ihtiyacı var.
Bu takım, 10 kişi kaldığı bir maçı lehine çevirmeyi ve her şeye rağmen 3 puanı almayı başardı. O yüzden oyuncularımızı kutluyorum.

Hamza Hoca'nın takıntıları
Gelelim yazımın başında belirttiğim Hamza Hoca'nın takıntılarına...
İlk dört haftaya göre değerlendirecek olursak, Hamza Hoca geçen seneye göre bu sezon daha esnek davranıyor ama maalesef bazı takıntıları hala devam ediyor.

Özellikle ilk iki maçta ilk 11'de sahaya çıkan Bilal Kısa, resmen ben bu takımın oyuncusu değilim diye bağırıyordu. Atağa çıkarken yaptığı pas hataları savunmamızı zor duruma sokuyor ve kalemizde ciddi tehlikelere yol açıyordu. Sürekli yan pas yapıp dikine oyna(ya)maması da taraftarın haklı tepkisini topladı.

Fenerbahçe maçında yoktu Bilal. Kayserispor maçında yaşanan Faty sakatlığında da Bilal'i yine sahaya sürdü Hamza Hoca ama oyuna tek bir pas katkısı bile yapamadı. Hatta yine kaptırdığı bir top yüzünden gol yiyorduk.

Defansta İsmail'in de benzer sıkıntıları var. Haksızlık etmek istemem belki zamanla daha iyi olur ama şu anda takıma uygun değil.

Altyapıdan yetişen kendi çocuğumuz Furkan'ı iki haftadır ilk 11'de santrafor olarak sahaya süren Hamza Hoca bence Furkan'a da yazık ediyor. Furkan henüz 90 dakika için hazır değil. Biraz daha tecrübeye ihtiyacı var. Belki her maçın son 20 dakikasında oyuna girerek hazır hale gelebilir ama şu anda hazır olmayan Furkan'a bu kadar yüklenilirse geleceği parlak bir oyuncumuzu kaybedebiliriz.