Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bu şimdiden baymaya başladı…

Yazının Giriş Tarihi: 18.08.2020 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.08.2020 00:02

Malum;

ABD de kasım ayında yapılacak seçimlerde Trump’un kuvvetli rakibi Demokrat Partiden Biden.

Soyadının bizde ki okunuşu da malum;

Baydın….

Bu okunuşun diğer dillerde karşılığı yok elbette de bizde ki karşılığı pek bir manidar.

Obama döneminin eski başkan yardımcısı ve  ABD’de yapılacak başkanlık seçimlerinin en güçlü adayı,78 yaşında ki Biden dost görünümlü bir Türkiye düşmanı.

Gerçi seçimi kazanır da başkanlık koltuğuna oturabilirse kazın ayağının hiçte öyle olmadığını anlaması çok uzun sürmeyecek ama şimdilik böyle takılıyor.

Takılırken de başkan yardımcılığına bir başka Türk düşmanını aday gösteriyor.

ABD bu; kalleşliğin kitabını yazmış.

O yüzden söyleyecek fazlaca da bir şey yok. Bekleyip göreceğiz bakalım ne herzeler yiyecek.

Herze deyince bu adamın taa sekiz ay önce söylediği ancak nedense iktidar başta olmak üzere bu kadar süredir kimsenin üzerinde durmadığı, gelir gelmez iç işlerimize müdahale etmeye yelteneceğini işaret eden bir demeci şimdilerde gündem oldu.

 Doğal olarak iktidar muhalefet ayrımı olmadan tüm partilerden de bu yeltenmeye karşı itiraz sesleri yükselmeye başladı.

Her ne kadar ABD bu tavrını on yıllardır bir olmazsa olmazı haline getirmiş olsa da, Türkiye den aldığı tepki karşısında ne yapacağını bir kez daha gözden geçirmesi gerekliliğini anlamıştır umarım.

Aslında adamın söyledikleri bizi mandası yerine koyması itibarı ile de son derece ağır.

Değil gerçekleşmesi dillendirilmesi bile onur kırıcı.

Benim üzüldüğüm bu konunun bile iktidarla muhalefet arasında aynı payda da ayrı bir çatışmayı tetikliyor olması.

Belli ki Joe Biden’in ağızından çıkanlar kendi seçmenini  konsolide etmek babında siyaseten söylenmiş sözler değil.

Değil çünkü, ABD de insanlar biz de olduğu kadar sıkı fıkı değiller politikayla. Yani başkanlarının bir başka ülke için yapmaya çalışacakları pekte umursamıyorlar.

Yakın çevresinin dışında ‘’ oh yeaa bizim başkan Türkiye’nin iç işlerine müdahale edecekmiş, hemen ona oy vermeliyim’’ diyen çok sayıda ABD vatandaşı çıkacağını hiç sanmıyorum.

Hatta yöneticilerinin dış politikalarını cidden umursayanların bile pek olmadığını düşünüyorum.

Düşüncem doğruysa durum sanılandan öte bir anlama geliyor ve ABD nin başkan değiştirmesi sonucunda izleyeceği bir takım siyasetin de ipuçlarını veriyor.

Öyle ya yoksa daha dereyi görmeden paçaları sıvayan bir başkan adayımı ki bu hazret isimde vererek ülkemizde ki siyasete burnunu sokacağını daha şimdiden ifşa etsin.

Ben ABD nin derinlerinde mi değil mi bilemem ama bir yerlerinde birilerinin Türkiye ile ilgili yeni planlar yaptıklarını ve bunu da alenen söylemekten hiç çekinmediklerini düşünenlerdenim.

De;

Sekiz ay önce gerçekleştirilmiş bir televizyon programının dış ileri dahil herkes tarafından  hiç fark edilmeden uzun süre atlanmış ve bu günlerde ortaya çıkmış olmasının nedenini de pek anlayamadım doğrusu.

Şimdi hem iktidar hem de muhalefet partileri başkan adayının bu söylemlerine sosyal medyadan da olsa yanıt yetiştirme peşindeler. Sanal alem aylar önce alenen söylenen sözlerin dün söylenmiş gibi algılayan politikacıların isyan mesajlarından geçilmiyor.

Fakat tablo yine aynı tabii; mesajlar konu üzerinden politikacıların birbirlerine laf sokma bağlamında yazılıyor.

Evet kimse inkar edemez;

Ülkemizde ekonomiden sağlığa, yargıdan eğitime akla gelen her konuda birbirinden önemli sıkıntılar yaşıyoruz.

Yaşıyoruz yaşamasına da bu sıkıntıları doğuran da biziz tedavi edip tek tek aşacak olan da…

Yani tüm bunlar bize dair sadece bizim çözebileceğimiz sorunlar.

Ne bir başka ülkenin müdahalesine ihtiyacımız var ne de parmak sallamasına tahammülümüz.

Ancak ABD başkan adayın söyledikleri var ya;

İşte onlar gerçek beka sorunu.

Hiç olmazsa burada bir tek seslilik sağlamak zorundayız.

Aynı doğrultuda farklı söylem geliştirmenin havanda su dövmekten hiç fakı yok.

Elin Amerikalısı çıkacak;

 ‘’Ben gelince bu ülkenin iç işlerine müdahale edeceğim, iktidara şunu muhalefete bunu yapacağım’’ diyecekse biz daha neyin siyaseti ile uğraşıyoruz?

Kaldı ki bu durumda daha önce de böyle şeyler mi oldu acaba diye düşünmeden de de edemiyor insan doğrusu.

Ortada iki vahim gerçek var;

Biri ABD nin iktidar üzerinden diğeri muhalefet özellikle de ana muhalefet üzerinden kurguladığı bir operasyonun elinin kulağında olduğu.

Her ikisi de son derece tehlikeli ve asla kabul edilemez.

Konuşmaya dikkatle kulak kabartılırsa metnin içerisinde Biden’in, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de engellenmesi gerektiği mealinde sözlerinin olduğu da görülecek ki,işte bu da malumun ilanı niteliğinde.

Hele bir de Biden’ın bu konuşmasından kısa bir sonra açıklanan RAND Corperation’ın “Turkey’s Nationalist Course” başlıklı Türkiye’nin geleceği ile ilgili üç senaryonun sıralandığı  bir raporda var ki o da ilanın malumu niteliğinde.

Demem o ki;

Üzerinden sekiz ay geçse de vehametinden bir şey kaybetmeyen bu söylem Türkiye’de ki tüm partilerin rüştlerini ispat etmeleri için müthiş bir fırsattır.

Ne olur;

Bu sefer hiç olmazsa bir kerecik olsun bir araya gelin ve bizi sömürgesi sanan bu adam nezdinde dünya jandarmalığına soyunmuş ülkesinin haddini şimdiden bildirin.

Deyin ki;

Bağımsızlığımıza ve istiklalimize kastetmek isteyenlere karşı 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak, kurtuluş mücadelemizin temellerini atan Atamızın Erzurum Kongresi'nde ki sözüdür;

 “Manda ve himaye kabul edilemez”

Biz evlatları da bu sözden dönmeyiz.

Onlar gayet iyi tanırlar bu sözün sahibini.

Yoksa baymaktan asla vaz geçmeyecekler hiç biriniz şüphesi olmasın…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.