Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bize dışarıdan düşmana ne hacet ?

Yazının Giriş Tarihi: 20.09.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.09.2020 00:01

At,eşek ve dahi bilumum hayvan etlerini birbirine karıştırıp gıda maddelerinin içine sokuşturanlar varken,

Küflenen ve bozulan peynirleri, eritme peynirlerin yapımında kullananlar, beyaz peyniri de parlak görünsün diye kireçle karanlar ve nişasta ve bitkisel yağ katılmış döküntü beyaz peynirleri yağlı tulum peyniri olarak satanlar varken,

Sütte ki mikroorganizma gelişimini önlemek için içine antibiyotik, deterjan, dezenfektan ve inhibitör nitelikte maddeler katanlar varken,

Yine bayat ya da sağlıklı bir şekilde korunmamış sütleri kayıt dışı olarak satın alıp şarküteri ürünleri yapımında kullananlar, peynir altı suyundan ve süt tozundan yapay süt imal edenler varken,

Yoğurdun kıvamı artsın diye un, nişasta ve pektin gibi maddeler katanlar,yoğurt üretiminde kullanılan sütün yağı çekildiği için yoğurt kıvamı bozulmasın diye içine palm yağı ve jelatin karıştıranlar ve bununla da yetinmeyerek  yoğurda hidrokolloit kullanımı ile kıvam verenler varken,

Baharatları neredeyse yağlı boya ile boyamaya yeltenenler varken,

Ballı ballıktan çıkartıp kavonozlara kanser dolduranlar varken,

Ette,tavukta çeşitli hilerin dibine vuranlanlar varken,

Ormanlarımızı yakanlar, fütursuzca çevremizi kirletenler, balıklarımızın trollerle soylarını kurutanlar varken,

Her nevi durum karşısında öncelikle biz şimdi bunları nasıl çarparız diye düşünen çakma esnaflar, tacirler, tüccarlar, imalatçılar vs varken

Din adı altında yaptıkları ile bunca sapık ve onların sapıklıklarını savunanlar  mantar gibi türemişken,

İternetten otel rezervasyonu alıp,insanları ellerinde bavullarıyla orta da bırakanlar, ayakkabı siparişine patlıcan gönderenler varken,

Yolsuzluk sıradan,her nevi hile hurda vakai adiyeden olmuşken,

Kadınlarımız kızlarımız mütemadiyen dövülüp öldürülürken,

Say say bitemez bir sürü saçmalık, aymazlık burnumuza gözümüze dayatılırken,

Bize dışarıdan düşmana ne hacet?

Çok şükür!

Kendi kendimizin düşmanı olmayı biz çok rahat becerebiliyoruz.

Değme düşman toplumumuza içimizde ki insanlık düşmanları kadar zarar veremez.

Alın size Covid dolaylarından bir başka maharetimiz daha

Marmara Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü’nün bir öğretim üyesi Cumhurbaşkanlığı’na geçtiğimiz Nisan ayında sunulan maske raporunda pandeminin başında, hiçbir filtreleme özelliği olmayanlarının maske oranın yüzde 75 olduğunu, bugün ise bu oranın yüzde 95’e çıktığını belirtmiş.

Yani Türkiye’de dün itibari ile en az 299.810 bin insana bulaşan ve 7.377 kişinin yaşamına mâl olan koronavirüs ile daha üretilirken aslında üretilmeyen maskelerle karşı koymaya çalışıyormuşuz.

Ha bir de ortasında filtre özellikli kumaşı olmayan maskeyi üreten tek ülke bizmişiz iyi mi?

Hâlihazırda maske üretimi Türkiye’nin ihtiyacının 10-12 katı kapasiteye ulaşmış ve maske konusunda  ihracat yapılabilecek seviyeye gelmişiz de,biz FFP1, FFP2, FFP3 olmak üzere üç çeşit maske üretiyormuşuz.  

Bu güzel haber de;

Maskelerin ilki FFP1, yüzde 80 geçirgenlik özelliğine sahipmiş ve Türkiye’de piyasanın yüzde 95’i bu ürünü kullanıyormuş ki bu maskeleri en fazla iki saat kullandıktan sonra yerine yenisini kullanmamız lazımmış.

 FFP2 10 kata kadar korurken, yüzde 99 korumalı FFP3 20 kata kadar koruma sağlıyormuş.

Bir de havalı olsun diye herhangi bir butikten çok lüks markaların mağazalarına kadar birçok yerde görülen “moda maskeler” meselesi var.

Ucunda filtreye benzer bir malzeme olan bu ventilli (onlara öyle deniliyormuş) maskelerle ilgili yanlış bir inanışta mevcutmuş.

Çok daha iyi koruduğunu düşündüğümüz bu canti maskeler hastanın öksürüğüyle oluşturduğu partikülleri, ventilden dışarıya veriyor ancak dışarıdan bir şey almıyormuş.

Uzmanlar bu tip maskelerin hastalığı yaymak için daha ideal olduklarında hemfikirlermiş.

Uzun lafın kısası bizim anlayacağımız maske konusunda da durum nanay vaziyetteymiş yani.

Bizim kendimize yaptıklarımızın yanında dış düşman dış kapanın mandalı gibi kalıyor.

Onunla en fazla vuruşuruz, ölenimiz ölür kalanımız kalır. Geri kalanımız yoluna devam eder.

Ama bu içeride ki halk düşmanları yok mu?

İşte asıl beka tehdidimiz onlar.

Bizden geçti artıkta

Dilerim gelecek kuşaklar bu tehdidi yok edecek önlemler konusunda daha radikal çözümler üretebilirler de ülkenin kilidini sağlam tutarlar.

Malum hırsız içeriden olunca kapı kilit tutmaz derler…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.