Bursa’nın kaderi midir, yazgısı mıdır, yoksa Bursa’yı yönetenlerin veya yönettiklerini zannedenlerin tutumlarından kaynaklı bir algı mıdır bilinmez ama, bu kentin geleceğine yönelik atılan adımlarda bazı olumsuzluk iddiaları var.

Mesela, Keles’te yapılması planlanan Termik Santral.

Köylülerin uzun süren dirençleri nedeniyle zamana bırakıldı. Mahkeme kararlarıyla iptal edilmesine rağmen, bölgedeki tarım veya geçim kaynakları ile yaşayan insanların gelecekleri mi yoksa bir takım kişilerin ceplerine devlet imkanlarıyla girecek olan paranın miktarları mı önemli konusunda anlaşmazlıkları yaşıyoruz hep beraber.

İkincisi, yakın zamanda Demirtaş Sanayi Bölgesi’nde kurulması planlanan, imar plan tadilatları bile yapılan kömür santraline Soma’dan Bursa’ya kömür taşınmasıyla elektrik üretilmesine yönelik projenin ne kadar uygun olduğunu hala tartışıyoruz. 15 Temmuz sonrasında ise bu projenin FETÖ iddiaları arasında yer alması ve bölücü, yıkıcı örgütün bir operasyonu gibi kullanılmak istendiği iddiaları yenilir, yutulur cinsten değil.

Üçüncüsü ise Büyükorhan halkını ayağa kaldıran, bir takım kamu kurumlarında ise sesiz sedasız projelerin ve raporların yapılıp, hızla hayata geçirildiği iddia edilen Biyokütle elektrik üretim santrali konusu.

Dün, Bursa Adliyesinde konuyla ilgili olarak yaşanılan olaylara bakalım.

Köylüler, işlerini güçleri bırakıp, 30 derece sıcaklıkta Adliye’nin yolunu tutmuşlar. Adliye önünde bekleyişe geçmişler. Önce konuyla ilgili habere bir göz atalım.

Büyükorhan’a bağlı Karaağız köyüne yapılması planlanan biyokütle enerji santraline yönelik köylülerin hukuk mücadelesi sürüyor. Yöre halkının açtığı davalardan Bursa 2. İdare Mahkemesi'nde geçtiğimiz gün görülen 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar plan izninin iptal kararı ile sevinen ve  adliye önünde toplanan köylüler, yatırımcıların köylerinden gitmesini istedi.

Büyükorhan ilçesi Karaağız köyünde yapılması planlanan biyokütle enerji santraline karşı çıkan köylüler, hem sahada hem de hukuki alanda mücadelelerini sürdürüyor. Santral inşaatının başlamaması için bölgede 24 saat nöbet tutan köylüler, açılan davaların 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli planla ilgili iptal kararının çıkmasıyla büyük bir sevinç yaşadı. 
Çevreci gruplar ile köylüler, Toprak Koruma Kurulu'nun santrale onay veren kararıyla ilgili olarak yürütmeyi durdurma kararının ardından bugün görülen duruşma öncesinde Bursa Adliyesi Ataevler'deki binası önünde bir araya geldi.

Grup adına açıklama yapan Karaağız Muhtarlığı, Karaağız Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hayri Sönmez, "Köyümüzü, insanlarımızı, hayvanlarımızı hiç bilmeyen, yanımıza gelmeye gerek bile görmeyenlerin verdiği kanuna aykırı kararlara karşı mücadeleye devam ediyoruz. Bir  yıldan fazladır toprağını korumak için nöbet tutan bizleri mahkeme yolunda yoranlara vazgeçmediğimizi haykırıyoruz" dedi.   

Evet, dünya genelinde yayılan çevreci akımlarına aslında en güzel örnekleri bizim dağ yöresi halkımız veriyor. Keles’te olduğu gibi. Demirtaş Sanayi Bölgesi’nde olduğu gibi. Şimdi de Büyükorhan ilçesinde aynı konularla ilgili direniş ve kanun yoluyla yapılan mücadele ile karşı karşıyayız. Tıpkı, Başköy Mermer ocakları davasında olduğu gibi.

Sıfatı Yeşil fakat yeşillikten eser kalmayan Bursa’nın son kaleleri durumunda bu bölgelere karşı koruma adına köylülerin yaptıkları mücadeleyi canı gönülden destekliyorum. Varolsunlar. Sağolsunlar. Çünkü onların direnişi, bizim daha iyi kiraz, daha lezzetli patates, çilek, fasulye yememize yol açacak. Sanayi kirlenmesinden uzak, çevresi temiz, havasında kir ve asit yağmurları olmayan bu bölgedeki tarım ürünlerinin doğallığı ve insanların hayatlarına kattığı besinleri unutmamak lazım. Bu besinleri tehlikeye düşürecek veya yok edecek projelerden ise uzak kalınması en büyük dileğimiz.

Köy koruma derneği başkanı Hayri Sönmez, mücadele ettikleri konuyu şöyle özetledi;

"İşlediğimiz topraklarımızı, beslediğimiz hayvanlarımızı, hava temizleyen ormanlarımızı, zor bulabildiğimiz içme ve sulama suyumuzu korumaya uğraşıyoruz. Tarım toprağımızı bizden kandırarak alıp termik santral yapmaya çalışanlara karşı açtığımız davaların duruşmalarını takip etmek için buralardayız. Yapılan keşif sonrasında verilen bilirkişi raporu, tüm iddialarımızın doğru olduğunu ispatlamıştır. Termik santralin yapılması köyümüze, hayvanlara, bitkilere, ormana tüm çevremize zarar verecektir. Daha önce de söylediğimiz gibi, devleti ve yöneticileri bilimsel gerçekleri görmeye, başkalarının kazançları için bizlere zarar vermemeye, bizi ata toprağımızdan göç ettirmemeye çağırıyoruz."

Köylülerin avukatı Eralp Atabek de, Bursa 2. İdare Mahkemesi'nde geçtiğimiz gün görülen "Mahkeme iptal kararını verdi. Bu iptal kararı sonucu santralin yapılabilmesi ortadan kalkmıştır. Bugünkü duruşmadan sonra inşallah yeni bir iptal kararı daha çıkacaktır. Bu kararla birlikte hukuki dayanağı kalmayan santralin de yapılamayacağı ortaya çıkar. Yatırımcının da bir an önce köyden çekip gitmesini talep ediyoruz" dedi.

 Evet, imar planları, değişiklikleri ile ilgili hukuki yaptırımlar yok ama şimdi ortaya çıkan bu hukuk boşluğunun siyasi bir takım gelişmelerle doldurulmaması da en büyük dileğimiz.