2020 yılı dünyaya ve ülkemize pek de hayırlı geldi diye görüş beyanında bulunamıyoruz. Çünkü, doğal afetlerle başlayan 2020 senesi, birde salgın tehdidi nedeniyle insanları canından bezdirdi. Bursa adına ise her türlü sıkıntıları yaşadığımız 2020 senesinin ilk yedi ayında en fazla bizleri üzün Bursaspor’un birinci lige çıkma arzusunun rüyalarda kalması oldu.

Nerede ise “güzel bir gün yüzü göremedik” diye konuşsak hata yapmış olmayız.

İnsanlarımız, 2020 senesinin ilk aylarında başlayan doğal afetler, depremler, sel baskınları gibi olaylar nedeniyle gerçekten güç günler yaşadılar. Bunun üzerine ise Mart ayı başlarında Çin’den dünyaya ihraç edilen Koronavirüs Covid-19 kabusu çöktü üzerimize.

Gerçekten zor günler yaşadık.

Özellikle bu koronavirüs denilen illet bizleri evlerimize mahkum etti. Zorunlu karantina, sokağa çıkma yasağı, kısıtlaması uygulamaları, insanların işlerine gelip gidişlerinde sıkıntı yaşamaları, salgına yakalanan bazı kişilerin göz göre göre ölümle pençeleşmesi, 6 bine yakın insanımızın bu pandemi yüzünden ölmesi gibi gerçeklerle yüz yüze kaldık. Sıkıntı ve tehlike hala devam ediyor.

Gerçekten çok zor günleri yaşıyoruz.

Sonrasında,Bursa’da bir akşamüzeri başlayan yağmur, 23 köyümüzü esir aldı. Kestel ilçesindeki sel baskınları köyleri sular altında bıraktı. 6 insanımız vefat etti. Milyonlarca lira hasara yol açan bu doğal afet, Bursa’yı üzdü. Ülkemizde üzüntü yarattı.

Bütün bu yaşadıklarımız, bizlere yönelik bir imtihan gibi, ders gibi görmek ve bundan sonra bu tür olayları yaşamama adına önlemleri alabilmek konusunda yol gösteri olmasını bekliyor ve arzu ediyoruz.

Kimse, bilerek, isteyerek ne kendisine ne de çevresindeki insanlara zarar vermek istemez. Mutlaka bir sebebi vardır, yapılan olayların. Bu doğal afetlerde bizlere, doğa ile şaka olmayacağını hatırlatıyor. Özellikle dere yataklarına yapılan evler, barklar, vakti zamanı geldiğinde, gök delinip, yağmur suları dereleri doldurup sele dönüştüğünde, bizlere tehlikenin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.

Allah beterinden saklasın.

İnsanların bayram üstü morallerinin bozulmasına yol açacak bir hatırlatmalarda bulunmak istemem ama, 2020 senesinin gerçekten sadece ülkemize ve Bursa’ya değil bütün dünyaya kötülükleri hatırlatan bir yıl olarak geldiğini düşünüyoruz.

Allah, bizlere her türlü musibetlerden korunsun!

Gelelim, Bursa’nın kaderini değiştiren belki de insanların yaşantılarını allak bullak eden olaylara.

Dünkü yazımda biraz söz etmiştim. Bursaspor’un çok ayıp ettiğini ve bu kenti büyük üzüntüyü boğduğundan söz etmiştim. Bursaspor geçtiğimiz yıl kötü yönetim ve kötü takım oyunu nedeniyle diyelim ki kümeye düştü. Birinci ligden elenip ikinci lige geriledi. Daha öncede bu takım böyle bir olayı yaşadı. İlk tehlike anında Türkiye kupasını aldığımız için ligde kalmıştık. İkinci tehlike anında ise ligden düştük. Fakat, bir yıl içinde tekrar toparlandık. Hem seyirci, hem takım, hem yönetim hem de Bursa etle tırnak olup takımını süper lige, birinci lige çıkarmayı başardı.

Bu senede aynı olayları yaşamayı çok mu çok arzu ettik. Takıma seyirci desteğine bakıyoruz, tam. Takıma yerel yönetim desteğine bakıyoruz tam. Fakat, takımda bir moral bozukluğu, oyuncuların maaşların ödenmeyişi, mali kaynak sıkıntısı ve galiba yönetimin bu konuları fazla ciddiye alıp çözüm yolunda adımları zamanında atmayışının bu kötü sonuca imza attığını konuşmak zorundayız.

Takım iyi olunca, galibiyetler alınınca, moraller düzeliyor ve bu başarıyı herkes sahiplenme adına yarışıyor. İşler kötüye gitmeye başladığında ise bir suçlu, bir günah keçisi aranıyor.

Bütün dünya 2020 senesini günah keçisi ilan etti. Bizlerde aynı olayı destekliyoruz. Çünkü, gerçekten 2020 senesi istenilen gibi mutluluk, huzur ve sağlık getirmedi. Sevdiklerimizi aldı götürdü. Pek çok kişiyi öksüz ve yetim bıraktı.

Bursaspor’da bu sene Bursa’yı öksüz ve yetim bıraktı. İnsanların başlarına öne eğilmesine yol açan sonuçlara imza attı. Çarşı pazardaki mutluluk ve huzur dolu günler, “Ne olacak bu Bursaspor’un hali?” sorularına yerini bıraktı.

Bayram üstü bile çarşı- Pazar kalabalığı insanların mutlu olmasına etki edemedi. Şimdi ne olacak? İlk akla gelen, yönetimin “biz bu işi beceremedik” diye düşünüp istifa edip çekip gitmeleri. Sonrasında, Bursa kenetlenip bir araya gelip, takıma ve kente sahip çıkacak yeni bir yönetim oluşturabilir. Sıkıntıların aşılmasında eski günlerdeki gibi insanlarımız kenetlenir, şampiyonluk inancı tekrar yaşatılabilir.

Bugün arife. Yarın Bayram, bayramı yaşamak ve yaşatmak hepimizin hakkı.