Bayramlar her ne kadar ‘nerde o eski bayramlar’ söylemleriyle geçse de yine insanlar arasında ve insanlığın kaynaşması, bütünleşmesi, birlik ve beraberlik içinde olması için güzel bir vesile kaynağı…

Bizler şimdilerdeki bayramlarda çocukluğumuzun tadını bulamasak da örf, adet, gelenek ve göreneklerimizin ölçüsünde bu bayramları yaşamak yine de çok önemli.

Günümüzde yaşadığımız bayramları gelecekteki nesillere de tıpkı şuan iç çekerek dediğimiz ‘Nerde o eski bayramlar’ cümlesini çok kurağız gibime geliyor.

Sevdiklerimizle bir arada olmak, güzel anılar paylaşmak bayramların bıraktığı kalıcı izlerdir.

Demirdere’de bayram sevinci ve coşkusu

Bursa’da 7 senedir aynı mahalleden komşularla eş dost ve mahalle esnaflarıyla kutlardım bayramları…

Bu sene her iki bayramı eşimin memleketi olan Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki Demirdere Mahallesinde geçirdim.

Türkiye’de bayramların anlamı ve amacı her yerde aynı olsa da kutlanması ve yaşanması da farklı farklıdır.

Demirdereli köylüler,  Bursa’da Mustafakemalpaşa’da, çevre il ve ilçelerde her kim nerede yaşıyorsa bayram sabahı soluğu köyünde alıyor.

 Herkes kendi akrabasıyla buluşmanın ve kucaklaşmanın heyecanını yaşıyor. Bende bu sene o köyün damadı olarak her iki bayramda onlarla birlikte heyecanlarına ortak oldum.

Köy camiinde bayram namazından sonra büyük küçük herkesin tek tek bayramlaşması, kucaklaşması ve birbirlerine iyi temennilerde bulunması gerçekten görülmeye değer bir tabloydu.

Ben bir gazeteci gözüyle Demirdere köyünde bir analiz yaptım.

Köyün genç nüfusunun neredeyse tamamı Bursa ve ilçelerde yaşamaktadır. Normal günlerde köyde yaşlı nüfus dışında çok kişiye rastlamak mümkün değildir.

Ama bayramlarda her yaştan insanın köy meydanında bulunan camide buluşması ve ardından tek tek tokalaşması, kucaklaşması eski bayramları pek de aratmadığı ortadaydı.

Burada köy muhtarı Hüseyin Yeşil’e köydeki eski ve yeni bayramlarla ilgili kısa bir sohbette bulunduk.

Muhtar Yeşil; “Köydeki geleneklerimiz kim nerede yaşarsa yaşasın devam etmekteyiz, etmeye gayret gösteriyoruz. Herkesi çoluk çocuk, dede torun, kısacası tüm akrabaları bu meydanda görmek bizleri son derece memnun ediyor ve gençlerimizle bayram geleneklerini birebir yaşıyoruz” dedi.

Muhtarın dikkat çektiği bir başka konu ise şu oldu.

Bu durum sadece bayramlarda değil köyün başka özel günlerinde de bu durum yaşanmaktadır.

Örneğin yılın çeşitli dönemlerinde köyde birlik, beraberlik ve dayanışma yemekleri veriliyormuş.

Bu amaçla eski ve yeni nesli kaynaştırmak ve köyün değerlerinden uzaklaşmadan gelenek ve görenekleri ayakta tutmak…

Özellikle dijital çağ dediğimiz bu zamanda yaşlı genç herkesin köy meydanında buluşup bayramlaşması açıkça benim de çok hoşuma giden bir tablo oldu.

Bu değerlerin yaşaması gerektiğine inanan biri olarak bu bayramda da gördük ki teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin bazı değerler hala eski tadında kutlanıyor.

Ben de bir Ağrılı olarak hem doğudaki bayramlaşmayı bilirim hem de batıdaki bayramlaşmalarda bulundum. Gelenek ve görenekler her ne kadar farklı olsa da ortak paydanın aynı olduğu,  bayramın ve bayramlaşmanın çok güzel izler bıraktığına şahit oldum.

Bu duygularla tüm inananların geçmiş Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.

Esen Kalın…