Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bir açık mektupta yaşlılarımıza

Yazının Giriş Tarihi: 24.03.2020 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.03.2020 00:02

‘’Evde oturmaktan bunalıma girdi,ha bire mektup yazıyor garip’’

Demezseniz bir mektubum da  kendilerini  uygulanan sokağa çıkma yasağına uymaları ve evlerine girmeleri konusunda  uyaran güvenlik güçleri dahil herkese  efelenen yaşlılarımıza olacak.

Gerçi tamamına  yakını yazıyı bile okumayacak,okuyanlarının da bir kısmı kulaklarımı çınlatacak ama olsun.

Bilim insanları günlerdir yaptıkları duyurularla ‘ne olur evinizde kalın’diyerek işi adeta yalvarma boyutuna getirdiler.

Hükümet baktı iş ricayla micayla olmuyor istemeye istemeye altmış beş yaş üzeri insanların evlerinden çıkmasını yasakladı.

Elbette bazı istisnalar gerekiyordu,onu da uyguladı.

Şimdi önlemlere uyarak kendini ve etrafını sakınanlarınızı tenzih ederek soruyorum size;

Dedeler,nineler Allah aşkına nedir bu özgüveniniz?

Evet pek çoğunuz hala işin vehametini anlayamadınız,onu kabul ediyoruz da dışarıda dolanıp,parklarda oturmanızın bu olağan üstü durumun yaşandığı süreçte sizleri nelerden mahrum edeceğini ve gençleri nasıl bir vicdan azabı ile baş başa bırakacak bir olasılığı tetiklediğini   anlamanız gerekiyor.

Çok şükür ki bu ülkenin gençleri analarına babalarına,dede ve ninelerine çok düşkünlerdir ve onlara hiçbir şekilde kıyamazlar.

Bunu onlara siz öğrettiniz.

Sadece bunu mu ?

Ahde vefayı,koruyup esirgemeyi,hayırlı evlat nasıl oluru…

Gençler sizin ellerinizi öpmeden ne bayram bilirler ne de seyran.

Aralarında sizleri mukaddes emanet görenlerinin sayıları da hiç az değildir.

Pek çoğu anne ve babalarının çalışmalarından dolayı bebekliklerinden çocukluklarına size emanet edilmişlerdir.

Benim olamadı ama eminim çoğunuzun o hazine olarak değerlendirdiğiniz milyonlarca torununuz vardır.

Durum tersi olsaydı,yani virüs gençler de daha ölümcül sonuçlara neden olsaydı kim bilir kaç taneniz sokaklarda gördüğünüz gençlere nasihat edip evlerinden çıkmamalarını öğütlerdiniz.

Demem o ki;

Ne olur gençlerin asla istemeseler de size bulaştırma olasılıklarının son derece yüksek olduğu bir virüsü onlardan kaparak hastalığın pençesine düşmeyiniz.

Bu işin lamı cimi yok.

Virüs illeti en çok sizin yaş gruplarınızda ölümcül oluyor.

Elbette gökten ne yağmışta yer kabul etmemiş; öyle diyorsanız hem fikiriz.

Hem fikir olmasına hem fikiriz de bir de bu kadar sağlıkçının da bildiği bir şeyler var tabii. Onu da göz ardı etmemeniz gerekiyor.

Geçen gün medyada iki yaşlının oturdukları banka su kutularının atıldığını gördüm.

Gözümün önüne cennetmekan babamla eniştem geldiler.

Üzüntü ve hiddet karışımı bir duyguya kapıldım.

Yüreğim parçalandı.

Ne olur böylesi manzaraların yaşanmasına izin vermeyiniz.

Sizler ki bu dünyadan göçene dek gençlerinize rol model olmak gibi bir misyona tabisiniz.

Atasınız her biriniz.

Soyadlarını sizler verdiniz;gururla sahiplendikleri soylarınız.

Hem gençler bir hata yaptıklarında ‘cahil onlar gençlik işte’ demez misiniz?

İnanın siz önlem alırsanız önleminiz yine en çok onları memnun edecektir.

Gençleri virüsü size bulaştırıp hastalanmanıza neden olmaları  gibi  bir vicdan azabın da sadece siz kurtarabilirsiniz.

Evet günlerce belki de haftalarca evde oturmak çok kolay değil.

Canınızın sıkılması,bir hava almak için dışarı çıkmak istemenizde çok doğal.

Ancak böyle devam ederseniz çaresiz sizin dışarıda ki gereksinimlerinizi karşılayan gençlerin de evlerinden çıkmalarını önleyeceksiniz.

Yetkililer baktılar ki bu iş böyle olmayacak,tümden sokağa çıkma yasağı uygulamak zorunda kalacaklar.

Eğer aranız da ‘yaşadık yaşacağımız kadar bundan sonrası ahret artık’ diyenleriniz varsa diye söylüyorum;

Yok öyle yağma.

Bize verilen ömrün biteceği zamanı sadece Yaradan bilir.

Siz de bunu gençlerden çok daha iyi bilirsiniz.

Daha daha neleri de çok iyi bilirsiniz onu da her birinizin ayrı ayrı yazdığınız hayat manifestolarınız bilir.

Bakın yurtta çarşısından,kurumlarına her yer ya kapanıyor ya da çalışma saatleri kısıtlanıyor.

Ben bu mektubu yazarken dışarıdan polislerin yaşlıların evlerine girmeleri yönünde ki uyarıları geliyor dışarıdan.

Durum o kadar ciddi yani.

Siz evdeyken dışarıda ki eliniz ayağınız olmak için gönüllü olan ne çok genç var biliyor musunuz?

En azından onların hatırına katlanabilirsiniz bu talihsiz karantinaya.

Kimse sizi kaderine terk etmiyor.Gözünüzün içine bakanları fark edin,o gözlerde de kendinizi göreceksiniz.

Son olarak ta şunu hatırlatmak isterim ki;

Sizler gençlerin olmazsa olmazlarısınız.

Hepsi üzerinde hem maddi hem manevi emekleriniz var.

Gelin bu emekleri heba etmeyin.

Gençlerin kaldıramayacakları bir yükün altında ezilmelerine izin vermeyin.

Onlardan bu iş bittiğinde öpecekleri elleri,başlarını koyacakları omuzları almayın.

Hepimiz faniyiz ona eyvallah.

Ama görevimiz son düdük çalana dek yaşamak.

Bir düşünün sizden önceki kuşakları yitirdiğinizde ki üzüntünüzü.

Gençlere hak vereceksiniz.

Tabi buradan virüsün gençleri teğet geçtiği anlamını da çıkartmamak gerekiyor,onlar da hastalanıyorlar hastalanmasına da sonuç sizin yaşını da ki gibi pek olmuyor.

Zamansız veda yüreklere bin cefa…

Siz gençlerinizi sizsiz bırakmayın yeter.

Gerisi nasılsa bir şekilde hallolacak.

O günü eksik eksik değil,hep beraber kutlayalım.

Yaşım gereği bu mektubun bir muhatabı da benim.

O yüzden bitirirken ellerinizden öpmeyi gençlere bırakıyorum…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.