Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Binalar yıkılırken, sağlığımız yıkılmasın!

Yazının Giriş Tarihi: 15.07.2017 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.07.2017 00:02

Malumunuz olduğu üzere, Türkiye’de özellikle depreme karşı alınacak önlemler arasında en başta olanı depreme dayanıklı binalar tesis etmektir. Bu amaçla yaklaşık 7 milyon bina yıkılarak kentsel dönüşüm yapılacak. Buraya kadar her şey normal.

Ancak bu çalışmalarda dikkate alınması gereken çok önemli bir husus var: Asbest tehlikesi.

Bu yıkımların insan sağlığı açısından büyük tehdit oluşturduğu ortaya çıktı. Üzülerek belirtmeliyiz ki Türkiye'de deprem tehlikesine karşı dönüşüme girecek ve yıkılacak olan 7 milyonu aşkın binanın neredeyse tamamının, başta akciğer kanseri olmak üzere birçok solunum hastalığına neden olan asbest içerdiği açıklandı.

Kanserojen bir mineral olan asbestin kullanımı, insan sağlığına zarar vermesi nedeniyle Türkiye’de 2010'da yasaklandı. Ancak son yıllarda artan kentsel dönüşüm projeleri ile 2010'dan önce yapılan binaların yıkımı sırasında yüksek miktarda asbest ile karşılaşılmaya başlandığı belirtildi. Uzmanlar, 'Türkiye’de binalar yıkılırken asbest araştırması yapılmasının zorunlu olduğunu, yoksa yıkılan binaların kanser yapacağını' vurguladı.

Asbest maddesinin aşınmaya, ısıya ve kimyasal maddelere karşı gösterdiği yüksek direnç nedeniyle değişik imalatlarda ve yapı malzemelerinde kullanıldığını belirten Asbest Söküm Uzmanı Yüksek Makine Mühendisi Özcan Suretti medyaya yaptığı açıklamada şunları söyledi:"Asbestin dayanıklılığı keşfedildikçe, sanayide ve yapı işlerinde kullanım alanları hızla arttı ve vazgeçilmez bir malzeme oldu. Ancak asbest minerallerinin kanserojen olduğunun fark edilmesiyle bu maddeden vazgeçildi. Artık kullanımı da yasaklandığı için tehlike kalmadı diye düşünülüyor. Ancak asıl tehlike yeni başladı. Asbest lifleri, üretilen eşya veya binalarda yapı malzemesi içinde hapsedildiğinden solunan havaya karışma yüzdesi çok düşüktü. Ancak şehir merkezinde bir bina yıkılıyorsa, ortama yayılan asbest lifleri kontrolsüz kalır. O zaman bu lifleri kim kontrol edecek? Bu çok ciddi bir sorun."  

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Saadet Çağılın da, binaların kendisine ait olan bir biyolojileri bulunduğunu, buna 'yapı biyolojisi' denildiğini aktardı. Saadet Çağılın şöyle dedi: "Binaların içinde bizim fark etmediğimiz; radyasyon, karbonmonoksit, radon gazı, kükürtdioksitler, mikroorganizmalar, asbest, sigara dumanı, formaldehit, haşereler, azot oksitleri gibi kirleticiler ve kimyasal zararlılar var. Doğal olarak yıkımlar esnasında, söz konusu olan binaların dışarı aktaracağı tüm bu zararlıları da hesaba katarak önlem almak gerekir. Bu sebeple kentsel dönüşümdeki en büyük tehlike, asbest temizlenmeden kontrolsüzce yapılan yıkımlar ve asbestli malzemelerin güvenli olarak lisanslı tesislere gönderilmeyip, çöplüklere ve dere kıyılarına boşaltılmasıdır."

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Asbest lifleri solunduğunda mezotelyoma, akciğer kanseri gibi hastalıklara neden olduğunu, ayrıca larinks, kolon ve kadında yumurtalık kanserlerine de yol açabileceğini söyledi. Prof. Dr. Karababa, "Konut yıkımında önce uzmanlarca binada asbest olup olmadığı değerlendirilmeli, varsa binadaki asbest kaynakları saptanmalı, bunlar özel donanımlı personel tarafından binadan uzaklaştırılmalı, bina daha sonra yıkılmalıdır. Aksi durumda hem yıkım ekibinde çalışanların hem de çevredeki insanların sağlığı tehlikeye atılmış olur" dedi.

Uzmanların bu uyarıları dikkate alındığında önümüzde gerçekten ciddi bir sağlık sorunu olduğu ortada.

Umarım yetkililer halk sağlığı açısından çok önemli olan bu konuyu masaya yatırır ve bir an önce gerekli önlemler alınır.

Sağlıcakla kalınız.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.