Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ben tarafım…

Yazının Giriş Tarihi: 08.03.2019 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.03.2019 00:02

Evet, itiraf ediyorum;

Ben tarafım.

Pozitif, negatif filan değil;

Alenen.

Kadından tarafım.

Öyle duygusal bir kadın etkisinden söz etmiyorum.

Hele aşktan, meşkten, sevdadan hiç.

Kadınlar, nazlıdır, naiftir, kırılgandır, anlaşılması zordur gibi ezberlerden ise hiç hiç…

Sekiz Mart ile de hiçbir ilişkisi yok bu tarafgirliğimin.

Çünkü senede bir gün değil, hayatımda ki ilk kadın annemi bildim bileli tarafım.

Uğrunda Ferhatlar olup dağlar deldiğimiz, aşık olup hayattan koptuğumuz, bizi fark etsin diye düz duvara tırmanıp, yarim yarim diye Mecnun’a bağlayıp ortalarda dolandığımız,

’’ya benimsin ya kara toprağın’’ diyebilecek kadar şuursuzlaştığımız,elini tutmak için kor alevi yutmaya razı olduğumuz, kimselere söylemesek de, hayaliyle bile nikah kıydığımız, bir gülümsemesi ile dağıldığımız, ilk konuşmayı becerebildikten sonra ölümüne sahiplenip, muhtemel rakiplere ‘’hoop bilader yengen olur’’ diye posta koyduğumuz, iki gün görmeyince moda tabirle kafayı yediğimiz, ruhumuza girdikten sonra kontrolü kaybedip ona hoş görünmek için türlü şaklabanlıklar yaptığımız, babasına, abisine sadece onun hatırına yelkenleri suya indirdiğimiz, bir düğün uğruna gırtlağımıza kadar borca batmayı göze aldığımız, en kalasımıza bile şiirler yazdıran…

Ve

Evlendikten sonra camdan baktı, makyaj yaptı, yemeği yaktı, anama surat yaptı, para harcadı, çocukları şımarttı gibi saçma salak nedenleri bahane edip ağzını burnunu kırdığımız,

Ona dayattıklarımıza her isyan edişinde hayatını kararttığımız, en hafifinden ‘’erkektir yapar’’a sığınıp aldattığımız, yanlışlarımızı doğrusu kılmaya çabaladığımız, töre bellediğimiz, örf dediğimiz ilkelliklerimize boyun eğmeye zorladığımız, hayatını biz vermişiz gibi ömrünü bize biatla geçirmesini istediğimiz, bebeğin cinsiyetini bizim tayin ettiğimizden bile bihaber erkek bebek doğurmadı diye yüz çevirdiğimiz en sonunda da kendi yazdığımız namus manifestosuna dayanıp canını aldığımız, kadınlardan.

Öyle ya;

Güzel olmalı kadın; Alımlı. Amma, başkasına değil, sadece bize.

Yakışmalı yanımıza.(biz neysek artık) Çocuklarımızın anası, evimizin kadını olmalı aynı zamanda para da kazanmalı.

Biz reisiz diye horozlanırken sahne gerisinde durup kulisten bizi idare etmeli. Bir dediğimizi asla ikiletmemeli.

Yolsuz kaldığımızda o alaycı tavırla söylediğimiz, ama içimizden de şükür ettiğimiz kirli çıkı olup, cıgara paramızı cebimize koyuvermeli ya da çocuğun okul harçlığını…

Onsuz çoraplarımızı bile bulmaktan aciz olduğumuzu da zinhar yüzümüze vurmamalı.

Yorulmamalı, bıkmamalı, usanmamalı en önemlisi ne yaparsak yapalım bizden vazgeçmemeli.

Her şeyi biz bilmeliyiz. Bilmediğimizi de bilirse bile bilmezden gelmeli.

Fikri de atarı, gideri de olmamalı. Kedi gibi munis, kuş kadar hafif, erkeğine karşı kuğu gibi zarif olmalı.

Biz çizmeliyiz hayatının sınırlarını. Eğer sınır ihlali yaparsa başına geleceklere katlanmalı.

Ara sıra çapkınlık yapıp ona döndüğümüzde,’’Hataydı bir daha asla olmaz’’ ‘’Arkadaş kurbanı oldum’’ vesaire palavralarımızı yutmalı,’’Erkek adamdır olacak o kadar’’deyip kişiliğinin üzerinden atlayıp görevine devam etmeli.

Aklı kısa saçı uzun dediler onun için bizi büyütenler. Unutmamalı. Ezilmek, horlanmak fıtratında vardır bunu bilip de yaşamalı. Her zaman bize medyun, ailemize ezik olmalı. Öyle çatır çatır konuşup, her şeye burnunu sokmamalı. Biz kendimize bile saygı duymazken O bize saygı duymalı.

Okumuş olabilir; Meslek sahibi de. Ama evde bizim sözümüz geçer, kapıdan girdi mi portmantoya önce kariyerini asmalı.

Ezcümle elinin hamuru ile işimize karışmamalı. Karışmadığı her konuda fena halde çuvallarken erkek kimliğimize değil laf etmek aklından bile geçirmemeli.

Ne tuhaf biz erkekler bir kadını överken bile sıfatlara cinsiyetimizi dayatıyoruz.’’Çok delikanlı kadın’’ ‘’Erkek gibi kadın’’ ‘’Erkek Fatma’’ ‘’İş adamı bayan …’’

Oysa, kadın sürüyor yaşam denen tarlayı, biz birbirimizin gözünü oymaktan hasatı bile yapamıyoruz, belki karnımız değil ama gözümüz, gönlümüz aç yaşıyoruz.

Erkek erkek efelenip, kadını ve onun gücünü yabana attığımız sürece de aç kalmaya mahkumuz.

Çıkarın kadını hayat denkleminden önce bizim algoritmamız çöker.

Şimdi biz üstün ırk(!)erkeklere birkaç soru?

Bizim hakkımızı yiyen patron kadın mıydı erkek miydi?

Hayatımızda söz verip de dönenler kadın mıydı?

Yediğimiz en büyük kazık kadının imzasını mı taşıyordu?

Yalan dolanla etrafımızda fır dönenler arasında kadının ezici bir çoğunluğu mu vardı?

Erkek egemen toplumda bize dayatılan tüm olumsuzlukların öznesi kadın mıydı?

Ya da;

Kadın mıydı hayata dair kaoslarımızı yaşatan?

Değildi diyenlerle birlikte 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününün de tüm kadınlarımızı saygıyla selamlıyoruz…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.