Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Batının DAEŞ oyunu

Yazının Giriş Tarihi: 21.10.2016 00:51
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.10.2016 00:51
Güneyimizde, hemen yanı başımızda yine büyük bir oyun oynanıyor. Batının egemen ve sömürgeci güçlerinin kullanışlı oyuncağı DAEŞ vasıtasıyla başımıza çorap örmek için her gün yeni bir katakulli çevriliyor.

İster batı medeniyeti deyin, ister emperyal güçler deyin, isterseniz de parayı, silahı, kısacası gücü elinde bulunduran güçlü aileler (ya da hanedanlar) deyin ortada şeytani bir güç var. Ülkemizde sık sık üst akıl olarak vurgu yapılan da yine aynı güç. Bunlar dünyanın enerji, silah, sağlık ve finans sektörlerine hakim efendiler. İstedikleri zaman istedikleri ülkede açık ya da örtülü operasyonlara imza atıyorlar.

Tek dertleri ise daha fazla para kazanmak, daha fazla sömürmek. Bu amaçlarına ulaşmak için ne kadar insanın öldüğünün onlar için hiç bir önemi yok. Bir de bunlarla uyumlu hareket eden devletler ya da siyasetçiler var. 

İşin aslına bakılırsa batı medeniyeti tarafından bölgede yıllardır DAEŞ'e operasyon yapılmıyor. Aksine DAEŞ ile gayet planlı operasyonlar yapılıyor. Nereyi karıştıracaksalar önce DAEŞ oraya giriyor, sonra bütün demografik yapı istenilen şekilde dizayn ediliyor ve sonra da kurtarıcılar! gelerek insanlara özgürlük ve demokrasi getiriyor.

Türkiye, bölge ve Musul

Bu güçler aslında en az bir kaç ay daha Musul'a girmeyi düşünmüyorlardı. Belki 2017 baharından önce de girmeyeceklerdi ancak Türkiye'nin Fırat Kalkanı Operasyonu'na başlaması ve hızlı ilerleyişi onlar için ciddi sıkıntılara yol açtı. Cerablus sonrası durmamızı istemelerine rağmen bölgedeki kararlı ilerleyişimiz sürdükçe, '30 yıldan önce çözülemez' dedikleri DAEŞ efsanesi de çökmeye başladı.

Yıllardır Armageddon'un başlangıç noktası diye pompaladıkları Dabık bir günde düşünce işin rengi değişti. Türkiye'nin girişimleriyle hem güven bunalımı yaşayan, hem de yenilemez imajı yerle bir olan DAEŞ, belki de bu gidişle zaten çözülecek ve yerel güçler tarafından imha edilecekti ama o zaman kurtarıcı da olmayacaktı.

Dabık alındıktan sonra hızla Musul operasyonu başladı. Sadece Amerika bile istese o helikopteri hiç zorlanmadan havada imha edebilirdi lakin insan kendi helikopterini ve adamlarını niye imha etsin.

Şeytani Musul planı

Koalisyon güçleri Musul'u kuşattı ama ne gariptir ki kentin batı ucunu yani Suriye tarafını açık bıraktı. Yani egemen güçler açıkça, burada boşuna ölmeyin Suriye'ye geçin diyor DAEŞ'e. Tabi geçerken de yol üstündeki Telafer'e de uğrayın. Önce siz biraz Türkmen katledin, sonra da sizi kovalayan gruplar yapsın diyor. Sonra mı, Rakka ve El Bab da toplanarak TSK ve ÖSO güçlerine direnin diyorlar.

Irak merkezi yönetiminin birden bire Türkiye'ye cephe alması, Irak'ta yıllardır bulunan TSK'nın gitmesini istemesi boşuna değil. Orada yapacakları katliam ve oldu bittileri engelleyebilecek tek ülke Türkiye çünkü.

Bakın daha dün Suriye'de rahat durmayıp doğuya doğru hamle yapmaya kalkan 200'e yakın PYD'li imha edildi. O yüzden mümkün olduğunca 3 koldan DAEŞ'e baskı yapıp bir an evvel Suriye'ye geçmelerini sağlamak istiyorlar.

Siz bakmayın çok uzun sürecek operasyon falan diye konuşmalarına. Hiç de uzun sürmeyecek çünkü artık DAEŞ'e Suriye'de ihtiyaçları var. Bir an evvel Irak'ta yapmak istediklerini hayata geçirip Türkiye'nin bölgeye müdahil olmasını engellemek istiyorlar. Eğer Ankara'nın bilgisi dahilinde bir kandırmaca yoksa Barzani bile şimdiden bizi satmış gibi görünüyor.

Bence Musul'da ciddi bir direnişle karşılaşmayacaklar ama kenti aldıktan sonra terör eylemleri elbette olacak. Olacak ki, hem içeride kuvvet tutmalarına hem de istemediklerini ortadan kaldırmalarına zemin oluşsun.


İç siyaset

Türkiye tüm bunların farkında olduğu için Cumhurbaşkanı Erdoğan her gün feveran ediyor. Türkiye bir taraftan masada, diğer taraftan da sahada gücü yettiğince elinden geleni yapıyor. Bu noktada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de kararlı bir şekilde, tam da bir Türk evladının durması gerektiği yerde duruyor ve iktidara destek veriyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise yine kafası karışık. Bir 'bizim Ortadoğu bataklığında ne işimiz var' diyor. Bir 'biz niye Irak'ta yokuz, utanıyorum' diyor. Bir kere de ulusal çıkarlardan yana tavır al be Kılıçdaroğlu. İktidar ne yaparsa tersini savunmak kolay ama geçersiz bir muhalefet yöntemi. İnşallah Kılıçdaroğlu gafletinden böyle davranıyordur. Aksi halde bu tavırların tek bir açıklaması var o da ihanet.  

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.