Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bahriye Anne…

Yazının Giriş Tarihi: 23.09.2020 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.09.2020 00:04

İki ayı geçkindir sol ayağım ile ilgili bir sıkıntı çekiyorum ve çok rahat yürüyemiyorum.

Özel hastanelerin maddi olarak yanlarına yaklaşmakta mümkün olmadığı için devlet hastanesinden uzun süren bir randevu sürecini aşarak  dün nihayet hekime görünebildim.

Ancak tedavi için çokta doyurucu bir sonuç alamadan çıktım hastaneden.

Kısacası bu yürüyememe durumu bir süre daha sürecek.

Çok canım sıkıldı.

Kimin olsa sıkılır zaten.

Hastanenin yola bakan duvarına dayanmış ve çok aşina olduğum kararma moduma geçiyordum ki, onu gördüm.

Ayağında plastik pabuç devamında çiçekli şalvar, üzerinde önceleri koyu olduğu durduğum yerden bile belli olan ancak yer yer açık yeşile dönmüş bir gömlek ki sanırım erkek gömleği, başında yemeni çöp konteynerinin içine yarı beline kadar sarkmıştı.

Öyle dikkatimi filan çekmedi.

Tipik bir al gözüm seyreyle hadisesi ile karşı karşıyaydım.

Gazetelerde okuduğum, televizyonda gördüğüm çöpten yiyecek arayanlar bu kadının bedeninde toplanmışlar ülkemin en acı gerçeklerinden birini sanaldan reele taşıyorlardı.

Ayağımın acısı aniden kesildi...

Hemen sonrasında da nefesim.

İnsanın atığından katık yapmanın o kahredici görselliğini izlemekten gözlerimin bile utandığını düşündüm.

Sonra hemen bu konuda insanların yaptıkları ajitasyonlarla ilgili okuduklarım geldi aklıma; bu kez de yaşlı kadını eleştiriel gözle izlemeye başladım.

Kim bilir belki de sadece bir şovdu onun kide;

Pekala çöp konteynerini çevresinden gelen geçen insanlar için bir materyalli bir dilenme aracı olarak kullanıyor olabilirdi.

Bu kez de şüpheciliğimden kalbimin utandığını hissettim.

Ancak yalanla doğrunun bu denli iç içe geçtiği bir süreçte kalbimin de haklı olma olasılığı vardı elbet…

Kim haklı,kim haksız,kim mağdur,kim mütecaviz kavramlar öyle karıştı ki insan salt doğru karşısında bile gördüklerinin ona gösterilen mi yoksa gerçek mi olduğuna derhal karar veremiyor.

Ancak Bahriye Anne gerçekti.

Her ne kadar şüphelenmişsem de içimde ki ses bağıra çığıra bu gerçekliği haykırıyordu.

Beş dakikadan fazla izledim karşımda ki hayat trajedisini.

Bu arada konteynerin yanından en az yirmi kişi geçti ve hiç biri değil durup kadınla konuşmak büyük olasılıkla farkına bile varmadılar.

Garip ama onlara kızmadım.

Kroşe,aparkat,direkt ne kadar yumruk varsa üste yemekten abondole olmuş bir toplumun algıda seçicilik vs denilen o canti kavramlara karşı duyarsız olması son derece normal geldi o an bana.

Hem duruma müdahil olup, ‘Al teyze şu parayı gir bir markete ne istiyorsan al kendine’ diyebilecek halleri de olmayabilirdi insancıkların.

Göz görmeyince gönül de katlanırdı…

Görmediler; kuvvetle muhtemel ki görmediklerini var saydılar.

Zaten Bahriye annenin de görülmek gibi bir uğraşı yoktu.

Konteynerden tek tek topladığı domates, biber ve benzeri zerzevat artıklarını  yanında getirdiği poşetlere itina ile doldurmakla meşguldü.

Gayri ihtiyari elimi çantama attım;

Acaba biraz sonra kronik hastalığımın biten ilaçlarına vereceğim katılım payından sonra Bahriye Anneye de mütevazi bir pazarlık çıkar mıydı diye kontrol ettim.

Mütevazilikten neyi kastetdiğimi bilmiyordum ama en azından içi çürüklerle dolu poşetlerden birinin yerine tazelerini koyabilecek kadar varsıllığım olduğunu gördüm.

Biraz çekinerek, biraz ürkerek, biraz utanarak ama yaşlı bir kadına çöpten yiyecek atık aramasına neden olan düzene küfür ederek yaklaştım yanına ve ‘anacığım bir bakar mısın lütfen’ diyebildim.

Kirden koyu sarımtırak bir renk almış maskesinin üzerinden bakan iki masmavi gözle karşıladı beni.

Buyur oğlum dediği anda, dağıldığımı hissettim.

Amacım konuyu hiç uzatmadan elimde ki parayı verip, adını sanını öğrenip bir de telefon numarasını alıp derhal oradan uzaklaşmaktı.

Olmadı.

Parayı kabul etmesi için uzunca bir süre sohbet etmemiz gerekti.

Adını ve neden orada olduğunu da bu sohbet esnasında öğrendim zaten. Soyadını ise tüm ısrarıma karşın söylemedi.

Bahriye Annenin öyküsü aslında bu ülkenin öyküsüydü.

Genç yaşta iş kazasında (cinayetinde demek çok daha makul tabi)ölüp giden bir koca, trafik kazasında yaralanıp engelli kalan dolayısı ile çalışamayan bir oğul,ödenemeyen kiralar, elektrik-su-gaz faturaları, sosyal güvence altında olmayış ve tüm bunların getirdiği hayatın kıyısına koptu kopacak teğellenmiş bir yaşam.

Bir gün yarı tok, diğer gün aç…

Ne kadar pek çok yardım derneği ve yöneticisi tanıdığım için konuşurken lafı sık oraya getirerek kişisel ve iletişim bilgilerini almaya çalıştıysam da,

O da mümkün olmadı.

‘Ben nafakamı bir şekilde çıkartıyorum sen var git hiç çıkaramayanlara destek ol oğul’ dedi ve kestirip attı.

Verdiğim parayı da evinin kesilmiş elektriği için borç aldığı komşusuna vermek zorunda olduğu için kabul etti.

Bunu kanıtlamak için komşunun adını soy adını söyleyip ,çalıştığı yeri anlatıyordu ki;

Onu da ben dinlemedim.

Sivil Gündem ile yol alırken nice trajedilere tanık oldum.

Aslında bu konuda şerbetli bile sayılırım.

Ancak Bahriye Anne bir başka oturdu yüreğime;

Daha doğrusu haramın helali iyiden iyiye hayattan çırak çıkarttığı bu günlerde kanıma dokundu.

İşin en kötü tarafı da ne biliyor musunuz dostlar?

Yardıma muhtaç olanlara el verecek olanlarında artık o muhtaçlık sınırının bir tık ötesinde yaşıyor olmaları.

Korkarım biz revahta eşitlik derken birbirimizle muhtaçlıkta eşitlik sağlamak zorunda kaldıkça da bu durum devam edecek.

Şimdi kim bunun sorumlusu filan diye ayakları havada yorumlar filan yaparak ahkam kesmeye çalışmayacağım.

Tabi ki kimse kim diyecek halimde yok.

Zaten İki gündür yediğimden içtiğimden tat alacak takadım da yok.

Eğer bir gün kentin herhangi biri semtinde çöp konteynerinin içine yarı beline kadar sarkmış yaşlı bir kadın görürseniz o kadının Bahriye Anne olma olasılığı yüksek.

Velev ki o değil;

Hepimizin anneleri gibi bir anne olduğu kesin …

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.