Kabul etmemiz gerekiyor ki, gazeteci kamu ve siyaset adına uyaran bir ikaz lambası görevi görür. Bugüne değin ifade ettiğim tüm yazılarımda verdiğim ortak mesaj, 'birlikte daha iyisini yapabilmek mümkün' konusunun tümceleridir. Elbette daha iyisini yapmak için seçimler var. Ve hem siyasi partiler hem de vatandaşlar bu seçimlerle gelecek 5 yıllarını şekillendirecek siyasi partilere, bireylere ve adaylara şans veriyorlar. Türkiye'de bizler seçileni seçmek üzerine bir siyasi düzenin içerisinde parti liderlerince seçileni seçmekte olsak bile, değişen demokrasi kavramı ile birlikte gelecekte bizlerin seçtiği adayları siyasi otoritelerin benimseyerek karşımıza aday çıkaracağı yönünde umutlarım en üst seviyede.

Elbette siyaset tek parti üzerinden şekillendirilmemeli kavramı değerli. Ancak son dönemde demokrasi dediğimizde ilk akıllara gelen kent Bursa'da bile görmekteyiz ki, Ak Parti'den ötesi yalan. CHP ve İP'in ittifak buluşmalarından halen daha ilçe belediye başkan adayı çıkmadı. CHP'nin Osmangazi'de Erkan Aydın ile ciddi bir seçim performansı göstereceğine vatandaş bile inanırken, İP taraftarları Osmangazi ve Yıldırım'da ısrarcı. CHP'nin önceki gün gerçekleştirdiği basın bildirimini değerli buluyorum. Köklü bir siyasi partinin sosyal medya kurbanı olmaması fazlasıyla önemli. Lakin, aynı tas aynı hamam uygulamaların siyasette var olması ve yine iktidar olmak adına Genel Merkezlerin söz birlikteliğini halen daha gerçekleştirememesi yerel siyasetin en kör noktası olduğu gerçeğini de vurgulamak gerekiyor.

Bursa'da ciddi bir yerel değişim beklentisi mevcut. Özellikle ekonomi vatandaş için olmazsa olmaz değerde geçer bir kavram. Sandık öncesinde Ak Parti'nin ekonomi merkezli ve cebe yansıyan, vaatten uzak ve vatandaşa refah getirecek düzeyde uygulanan adımlar atması şart. Yerel yöneticilerin ise, mevcut devam edenler dahil ekiplerinde değişime gitmesi elzem. Ak Parti'de değişim kadrolara yansımadığı müddetçe vatandaşın Ak Parti belediyelerini değiştirme eğiliminde olduğunu herkes çok iyi fark etmeli. CHP'nin özellikle Karacabey ve Mustafakemalpaşa ilçelerinde şansı yüksek. Lakin buralarda ısrarla İP adayı ile gidilme çabasını Millet ittifakı adına intihar olarak yorumlayabiliriz. Açıkçası Yenişehir'de seçime MHP adayı ile giden Ak Parti doğru bir karar verdi. MHP'nin yerel yönetimin içerisinden halk nezdinde samimiyeti ile karşılık bulan adayı Davut Aydın karşısında İP yerine CHP adayı daha etkili olacaktır kanaati ilçede yüksek.

Partiler Şubat'ı bekliyor...

Ak Parti karşısında Bursa genelinde somut adaylar ve projeler ile sahaya inme eğiliminde olan CHP'nin haftasonu gerçekleşecek Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ziyareti ile güç ve moral tazeleyeceği kesin. Siyasi Partilerin Ocak ayı itibariyle gerçekleşecek aday tanıtımları sonrasında sahaya daha aktif olarak Şubat'ın ilk haftasonunda inmesi bekleniyor. Hem ağır kış şartları hem de yaşanan aday telaşı arasında yerelde en göze çarpan husus belediye meclis üyelerinin seçimi diyebiliriz.

Ak Parti'de belediye meclis üyelerinde ciddi değişime gidileceğini ön görmüyorum. Buna rağmen özellikle CHP'nin gerçekleştirdiği muhafazakar kökenli ve sivil toplum geçmişi olan yerelde isim yapmış kişilerin Büyükşehir Belediye Meclis üyesi aday adayı olarak lanse edilmesini 'sıkı transfler' olarak yorumlayabiliriz. CHP Nilüfer Belediye Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey'in yürüttüğü Millet ittifakı Bursa seçim hareketinde pozitif sonuçlar alınması mümkün. CHP'nin özellikle Gürsu'da gerçekleştirdiği saha çalışması halkta karşılık buluyor. Ak Parti Gürsu Belediye Başkanının makama sıkışmış, ilçeden uzak ve de insanlarla sıfır ilişki temalı duruşu Cumhurbaşkanlığı Külliye koridorlarını inletmeye devam ediyor. Eğitim düzeyi yüksek öğretim düzeyinde olan 'Gürsu'ya İlkokul mezunu belediye başkanı' iddiaları ile çalkalanan Ankara'da tepkiler çığ gibi. Buna rağmen Ak Parti Gürsu İlçe teşkilatının başarılı saha çalışması, aday adayları ve meclis üyeleri ile yürüttüğü koordinasyon ve başarılı halkla ilişkiler uygulamalarını takdir etmeden geçemeyiz.

Ak Parti ve MHP merkezli Cumhur İttifakının sahaya inme tarihi 31 Ocak sonrasını bulurken, CHP ve İP merkezli Millet ittifakının 10 Şubat'tan önce meydanlara inmesini ön görmediğimi ifade etmemde fayda var. Saadet Parti'sinin Gemlik ve Yıldırım transferleri önemli. Yine diğer ilçelerden düşen kulislerde güçlü isimlerin Saadet çatısı altında buluşacağı yönünde. Orhaneli'de bağımsız olarak sahaya inen Nafiz Kaya'nın da şansının yüksek olduğu gözlemleniyor.

Siyasette var olan tüm bu dengeler ve değişimler siyasi partilerin koordinasyonu sağlayarak Şubat ayının ilk haftasonu sahaya ineceği ve yine sosyal medyadan yürütülecek seçim kampanyaları ile 31 Mart'a yürüyecekleri yönünde. Peki YSK sosyal medya ile ilgili seçim yasakları konusunda nasıl bir uygulamaya gidecek? İşte bu çizgide geleceğin Türkiye'si adına önemli bir kriter.