Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Avukat Yaşar Özcan

Yazının Giriş Tarihi: 23.07.2018 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.07.2018 00:05

Dün 22 Temmuzdu hiç unutmayacağım bir tarihtir benim için, daha çok acı hatıraların olduğu bir tarih ve bu tarih sebebiyle siyaset yapanların aklına 22 Temmuz 2007 tarihli milletvekili seçimleri gelebilir.Mehmet ağar liderliğinde ki Demokrat partinin oy oranı seçim öncesi her ne kadar yüzde 13-15 oranında görünüp seçimde yüzde 5,4 e düşüp bizi şoka uğratmış olsa da konumuz bu değil. Avukat Yaşar Özcan'dan bahsedeceğim 1986 yılında başlamıştı dostluğumuz Ankara hukuk ta avukatlık okuyordu, yakın köylümüz dü rahmetli amca oğlumuz Mustafa Koyuncu nun çok samimi arkadaşıydı ve bu sebeple özellikle bayramlarda bizim köyde toplanırdık sohbet eder top oynardık, Yaşarın görüntüsü dönemin gol kralı Fenerbahçeli Selçuk Yula'yı anımsatırdı buna rağmen benim gibi sağlam bir Galatasaraylıydı. 

Yaşar Özcan ile siyasi ve dünya görüşümüz farklı olsa da insani ve vicdani konularda daima birleşirdik özünde çok iyi ve yardım sever bir insandı. 

Aradan yıllar geçti ben askerdeyken üniversiteyi yeni bitiren amca oğlumuz Mustafa Koyuncu yakalandığı bir amansız hastalık yüzünden vefat etti Yaşar ile aramızda köprü kuran kişi kalmamıştı. 1993 yılında Ankara'ya geldim Halamın oğlu Av Yaşar'ı görmek ister misin diye sorunca "tabi ki iyi olur" dedim Yaşar yüksek hemşire bir bayan ile evlenmişti, akşam evlerine geldik beni görünce çok sevindi, evde tadilat yapıyorlardı, Yaşar bana dönerek"İsmet iki kişi uğraştık bir tek şu kapıyı çıkartamadık" dedi, yerimden kalkıp kapıyı iki elimle sağlamca tutup bir ileri bir geri sallayıp yukarı doğru zorladım kapı menteşelerinden çıkıverdi, hareket çok teknik oldu ilk şoku atlatan Yaşar'ın eşi olmuştu ve "şu erkeklerin fizik üstünlüğünden nefret ediyorum!" diyerek feministvari bilinç altını yansıtmış oluyordu. Cevap hoşuma gitmese de gülümseyerek " herkesin özelliği farklıdır ve birbirini tamamlar" demiştim. 

Geçen yıllar aslında Avukat Yaşar'ın yolunu açıyordu TRT tartışma programlarına çıkıyor ülke genelinde tanınmaya başlamıştı. sonra birden eşinden ayrıldığını ve Haymana'ya büro açtığını duydum, ziyaretine gittiğim de 2005 yılıydı beni bırakmadı bir kaç gün birlikte gezip konuştuk. 2006 yılın da yine Haymana'ya geldim yolda karşılaştık yanında kızı vardı ve kızına öyle düşkündü ki gerçekten çok şaşırdım.! 

Konuyu bağlarsak Avukat Yaşar Özcan boşanınca kızı anneye veriliyor ve her yıl Temmuz ayında baba da kalma şartıyla, ancak 2006 yılında anne kızı vermeyince Yaşar İstanbul da ikamet edip Dç Doktor ile evlenen eski karısından habersiz de olsa kızını alıp Haymana, ya getiriyor yasal süre bitince de geri veriyor. 

Ve geliyoruz 2007 Temmuz ayına anne kızı yine vermiyor telefonda tartışıyorlar, Yaşar bu kez Dç Doktoru arıyor kızını bir aylığına alma umuduyla ve Yaşar'ın bana mektubunda yazdığına göre Dç Doktorun cevabı ise "konuşma ulan ben şimdi eşini kullanıyorum kızın büyüsün onu da kullanacağım.!" demiş ve çıldıran Yaşar arabasına binip İstanbul'a geliyor 22 Temmuz 2007 seçimlerin de oylarını kullanıp okulun merdivenlerinde yüksek hemşire eski karısını ve onun yeni kocası Dç Doktoru vurup öldürür. 

Mahkeme sonucu Yaşar üç kez müebbet hapis cezası alır, üçüncü müebbet ise eski eşinin hamile olmasından dır, Yaşar bunu bilmese de acı gerçek budur11 Yıl geçmiş aradan üç eğitimli insan ve yaşanan acı dram, oysa biraz hoşgörü her sorunu çözebilir di.Yaşar mektubun da "beni korkutan tek şey kızımın bana bakış açısı eğer beni katil baba olarak görürse işte beni bu öldürür" demişti, Ben de ona Reşat Nuri Güntekin'in Acımak romanını oku cevabı orada bulursun demiştim.... 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.