Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Avrupa baharı

Yazının Giriş Tarihi: 10.07.2016 02:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.07.2016 02:20


Bölgemizde ilginç gelişmeler oluyor ve daha da olacak gibi. Tabi güneyimizdeki her türlü savaşa, katliama ve parçalanan ülkelere alıştık ama bu kez sert değişim rüzgarları kuzeyde esiyor. Avrupa'da kesin olarak öngörülemeyen bir değişimin başladığını söylemek mümkün. Sanırım geçtiğimiz yıllarda Ortadoğu'da başlayan Arap Baharı'nın kuzeyli versiyonu olan Avrupa Baharı da start aldı.

 

İngiltere ve değişen dengeler

Bunun sonuçlarının ne yönde olacağını mevcut datalarla kestirebilmek her ne kadar mümkün değilse de bazı tahminlerde bulunmak mümkün.

İngiltere'nin Brexit'e evet diyerek AB'den ayrılmasının yankıları ve artçı sarsıntıları sürüyor.

Bu kararın ardından Londra ve İskoçya kendi bağımsızlıklarını talep etmeye başladı. Kuzey İrlanda ise İrlanda Cumhuriyeti ile birleşebileceklerini ima etti. Bunlar hakikaten çok ilginç gelişmeler. Kim ne derse desin kraliçenin temsil ettiği İngiltere, son bir kaç yüz yıldır dünya siyasetine yön veren en önemli ülkelerin başında geliyor.

Her ne kadar dünyanın süper gücü ABD olsa da, yer küredeki en önemli derin operasyonların tamamında İngiltere'nin parmağı vardır. Kraliçenin adamları bu uğursuz faaliyetlerdeki liderliği son yüzyıllarda kimseye kaptırmıyor.

Hal böyleyken, İngiltere'nin zayıflıyor imajı vermesi acaba taktik bir hamle mi? AB'den çekilme kararı acaba diğer AB ülkelerine diz çöktürmek için özellikle atılmış bir adım mı? Bu Avrupa Baharı, olağan bir değişim dalgasının mı, yoksa değişim dalgasını fark edip (tıpkı Ortadoğu'da yaptıkları gibi) üzerinde sörf yaparak değişimi yöneten derin İngiltere'nin mi eseri?

 

Türkiye, Rusya, İsrail ve Mısır

Yukarıdaki soruların elbette bende net bir cevabı yok ama Türkiye'nin dış politikada bu kadar hızlı manevralar yapması da insana bazı fikirler veriyor.

Hele ki, Erdoğan gibi geri adım atmayı hiç sevmeyen bir liderin Rusya'dan yarım ağızla da olsa özür dilemesi, yine aynı özelliklerde olan Putin'in de hemen bunu kabul etmesi, İsrail ile yıllardır süren müzakerelerin hızlıca neticelenmesi ve kapıların kesin olarak kapatıldığı Mısır'la bile yeni dönem arayışları bu durum hakkında fikir veriyor.

Görünen o ki, İngiltere'nin bu yeni hamlesinin neden olacağı domino etkisine karşı bölgemizde yeni ve zorunlu ittifaklara giriliyor. İngiltere bu cesur hamlesinin sonunda yine başarılı mı olacak, yoksa kendi sonunu mu getirecek? Bunu zaman ve diğer ülkelerin karşı hamleleri gösterecek. Sanıyorum Türkiye ilk hamlelerini yaptı.

Mesajın alındığını ve havaalanı saldırısıyla da bir cevabın verildiğini düşünüyorum. İntihar saldırısı yapan teröristlerin Rus pasaportu taşıyanlardan seçilmiş olması da mesajın imzasıydı belki de. 

 

Çapsız muhalefet

Gelişmeler böyleyken, bu memleketin en büyük şansızlığı ise yol göstermek yerine çapsız politikalarıyla ülkeye yük olan muhalefet anlayışı. Şu fakirin oturduğu yerden gelişmeleri izleyerek yaptığı analizi bile yakalayamayan sığ bir muhalefet!

Bakın Rusya ile gelinen durum için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor: "Putin’e mektup gönderdi, Türkiye Cumhuriyeti adına özür diledi. Sen kimsin ya Türkiye adına özür dileyecek. Rusya’dan özür dileyemezsin, böyle bir gücün yoktur. Sınırımızı ihlal eden kim? Ruslar. Özür dileyecek olan Rusya’dır"...

Peki aynı Kılıçdaroğlu, uçak krizinin yaşandığı günlerde ne dedi: "Sınırlarımızı ihlal etti diye uçak düşürdük. Bu olayın sorumlusu kim? Rusya ile köklü ilişkilerimiz var. Biz nasıl kendi ülke yöneticilerimize sağduyu öneriyorsak, Rusya yöneticilerine de sağduyu öneriyoruz. Kin, öfkeyle ilişki yürütülmez. İki ülke de özeleştirisini yapmalı. Kavga iki ülkeye de zarar verir. Türkiye'nin de Rusya'nın da savaşa tahammülü yoktur."

Yukarıdaki açıklamalarda dikkat çeken kaypaklığın zaten izahata ihtiyacı yok. Kılıçdaroğlu'nun zikzaklarına ve gayriciddi muhalefetine alışkınız lakin, ülkenin Cumhurbaşkanına (yani devlet başkanına veya devletin başına) "Sen kimsin ya Türkiye Cumhuriyeti adına özür dileyecek" diye sormak ilginç bir kafa yapısını gösteriyor. Merak ediyorum, CHP tabanı ne zaman Kılıçdaroğlu'na  “Sen kimsin ya” diye soracak...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.