Gözlerim fal taşı gibi açıldı dün… Ülkemin askeri gücünü oluşturan insanımıza reva görülenlere isyan ettim…

Şimdi biraz derine inelim… Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Tedarik Hizmetleri Genel Müdürlüğü 8 ay önce Ankara, İstanbul, İzmir, İstanbul, Erzurum ve Niğde Bor’da 1.100 ton (Bin yüz ton) Riviera tipi zeytinyağı ihalesi yapmış… İhaleyi de 5 ayrı firma kazanmış… Buraya kadar sorun yok…

Riviera zeytinyağları kısa bir süre sonra yukarıda saydığımız illerdeki Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Tedarik Bölge Başkanlıklarına teslim edilmiş ve Kara Kuvvetleri Komutanlığının askeri birliklerine dağıtımı yapılmış…

Bir güzel tüketilmeye başlanmış anlaşılan…

Bir süre sonra bazı birliklerdeki askerlerde sağlık sorunları yaşanması ve yapılan ihbarlar neticesinde; iki ay önce 5 ilde Riviera zeytinyağlarından alınan örnekler Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının uzman laboratuvarlarına gönderilmiş…

İncelenmeleri sonucunda çıkan sonuç inanılmaz… Kan dondurucu…

Yaklaşık yarısı tüketilen ürünlerin Riviera tipi zeytinyağı vasfında değil (!) hayvan küspesinden elde edilen yağ (!) olduğu iddiaları var şimdi… Üzeri kapatılmadan, konu Genelkurmay Başkanlığı’na kadar gitmiş olmalı…

Gelen bilgilere göre; Sadece bir ilden alınan örnekler Riviera tipi zeytinyağı vasfında… Diğer 4 ilde tüm ürünlere el konularak kullanılmasının önüne geçildiğini de buradan rahatlıkla söylemem gerek. Demek ki sorun büyük…

Diğer bir skandal ise bu beş ildeki MSB Tedarik Bölge Başkanlıklarındaki birinci örnek analizlerinde küspe yağlarına “Riviera tipi zeytinyağı” yönünde olumlu rapor verilmesi… Bunu veren de, raporu kabul eden de bizim insanımız!

Milli Savunma Bakanlığı hemen harekete geçerek; 5 firma ve askeri alım heyetlerindeki kontrol birimlerinde görev yapan sorumlular hakkında soruşturma başlatmış… Soruşturma sonucunda hazırlanacak raporlar yargıya intikal ettirilerek sorumluların hukuken hesap vermeleri sağlanacak gibi görünüyor…

Evet sevgili okurlar; Askere bir yandan at eti yedirdik, yağlarını küspeden elde ettik… Namussuzların elinde oyuncak oldu ordumuz. Belki de öç duygusu içinde şirket sahipleri… Askerin içinde bir hain el var halen. Temizleyemediğimiz, iyi saklanan birileri var. Her işi eksiksiz yapan ve iyi kamufle olmuş bir hain çete… Açık vermeyen bir grup…

Manisa’daki birliklerde de gıda zehirlenmesini olmuş, yüzlerce asker hastanelere taşınmış bir askerimiz hayatını kaybetmişti…

Yemek işi bir kez daha ele alınmalı ve aşçılardan oluşan bir grup asker bağlı birliklerde maaşla çalışmalı. Dışarıdan alınan her ne varsa mutlaka TSE belgeli olmalı. 3 zeytin, sana yağı, üçgen peynir, gül reçeli ve taş gibi bir ekmekle kahvaltı yapan asker… Bir tas çorba, etli yemek ve pilavdan oluşan öğle yemeği; patates, pilav ve salatadan oluşan akşam yemeği gibi temel gıdaları dahi sağlıklı sunamayacaksak eğer bırakalım bu işi biz. İhalelere fesat karıştıranları da ifşa edelim. Markalarını yerle yeksan edelim.

Biz askerimizi sokakta bulmadık. Herkes ayağını denk alsın…