Siyasi yaşantımızda 25 yıla girdik. Rakam olarak kolay yazılsa da çeyrek asır yapıyor. Yani SSK'nın eski sistemine bakarsak işe başladınız, 25 yıl çalışıp emekli olurdunuz. Biz de siyasi yaşantımızda neredeyse emeklilik yaşını yakalayacak kadar bulunmuşuz demek ki. 
Konuyu açmamızın sebebi biraz maziye dalmama sebep olan arkadaşım Muhammet Mert'tir. Kendisi DP Artvin Murgul İlçe Başkanıdır. Varlığı ile beni daima gülümseten bir dostumdur. Yerel ve genelde DYP'nin iktidar olduğu yıllarda davet üzerine Osmangazi Gençlik Kollarında göreve başladığımda çok farklı bir dünyaya adım atmış oluyordum. 3,5 yıl görev yaptıktan sonra İlhan Parseker'in kongre ile ilçe başkanı olması ile bizim de görev süremiz bitmiş oluyordu. Ardından bizlerde eski İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu'nun il başkanı olması ile il teşkilatına geçiyorduk. 
Yıllarca farklı görevler yaptık 2010 yılı başlarında Osmangazi kongresi yapılacaktı. Teşkilatların Genel merkeze ve Hüsamettin Cindoruk yönetimine başkaldırması ve mahkeme kararı ile delegasyonun önüne sandık geliyordu. Delege iradesini savunan eski il başkanı Füsun Erdoğan (Yaşar) ısrarla benim aday olmamı istiyordu. İlk etapta kabul etmesem de tabanın baskılarına boyun eğerek kabul etmek zorunda kalıyordum. 14 Mart 2010 tarihinde yapılan kongrede benim dışımda Üstün Tunalıgil ve Cem Özkardeş aday olmuştu. Üç adaylı kongreyi rahat kazanarak ilçe başkanlığına geçtik. 
Dönemin il başkanı Ayhan Barışıcı baskı altına alınarak bizim görevden alınmamız isteniyordu. Genel merkez karşımda birleşme sürecinde kendilerine haksızlık yapıldığını iddia eden Anap'lılar karşımda ve ben meğer elimde meşale ile adeta cephaneliğe girmişim, haberim olmamış. 20 gün dolduğunda görevden alınma yazısı gelmişti. Ben de hukuka aykırı olduğu için kabul etmedim. 
Savcılığa şikayet edildim, iki kez gittim ifade verdim ve haklı çıktım. Bu süreçte merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel beni aradı. Kendisine konuyu anlattım “Mesaj anlaşılmıştır İsmetciğim arkadaşlara çok selam hepinizin gözlerinden öperim evladım” diyerek noktayı koyuyor ve bir müddet sonra Hüsamettin Cindoruk'tan üst yazı gelmiş. Hata olduğunu göreve devam etmemiz gerektiğini söylüyordu.
İşte bu sıkıntılı süreçte 2010 yılında Bursa'ya akraba ziyaretine gelen Murgul İlçe Başkanı Muhammet Mert konuları bilmeden parti binasına ziyarete gelmişti ve herkese yaptığımız gibi kendisine çok sıcak davrandık. Bir müddet sonra konuyu öğrenince çok sinirlendi. Telefonunu çıkarıp eski bakanlardan Hasan Ekinci'den başlayarak birçok kişiyi aradı ve bağıra çağıra yapılan adaletsizliğe isyan ediyor; ''Hemen partilileri toplayalım otobüsleri ben tutacağım genel merkeze insan yığacağız böyle iş mi olur?'' diyerek bağırıyor. Şaşkınlık içinde Muhammet Mert'i izliyorum ve o anda kendi partililerimizi düşünüyorum. Gelip bize destek veren çok lakin bu kadar hararetle savunan olmamıştı. Bursa'ya gelen teşkilat başkanı ve arkadaşlarının yüzüne söylediklerini herkes söyleyemezdi. Bu sebeple Muhammet Mert'in mertçe verdiği mücadeleyi ömrüm boyunca unutmadım kendisine her zaman bir vefa borcu hissetmişimdir.
3 Yıl önce Ankara'da genel kongrede karşılaşmıştık ve 7 yıl sonra tekrar Bursa'ya akraba ziyaretine geldi ve beni aradı. Hemen buluştuk. Yine maziye dalarak geçmiş günleri konuştuk ve son olarak kimi insanlar soyadının özelliğini taşır diyorum. Esen kalın...