15 Temmuz'dan beri öyle günler yaşıyoruz ki, kafalar karışık. Kimsenin ne tahmini ne de analizi tutuyor. O gece ortaya o kadar büyü bir toz bulutu çıktı ki, bir türlü dağılıp olanı biteni ve büyük resmi görmemizi engelliyor. Ben de dahil bir çok insanın yazdığı çizdiği fikir yürüttüğü konularda hep farklı adımlar atıldı.

YAŞ sonrası hayal kırıklığı

Hayati öneme sahip YAŞ toplantısında alınan ya da alınamayan kararlar özellikle milli cephede büyük hayal kırıklığına yol açtı. Özellikle AK Parti'ye yakın isimler, taban ve gazeteciler tepkilerini dile getirdi.

Herkes, darbeyi yönetmekten veya sessiz kalmaktan olmasa bile, en azından beceriksizliklerinden dolayı başta genelkurmay başkanı olmak üzere kuvvet komutanlarının emekli edilmesini bekliyordu. Öyle ya, en az 6-7 saat önce MİT tarafından gelen bilgiyle teyakkuza geçmiş genelkurmay başkanı ve komuta kademesi esir düştü. Kimisi makamında, kimisi düğünde, kimisi de yolda.

Herkes YAŞ'ta bu işin neticeleneceğini düşünürken bu olmadı. Evet, orduda çok ciddi bir temizlik yapıldı fakat komuta kademesine güven duyulduğu açıklandı.

Cevap aradığım sorular

Ben de bu değişimin olacağı yönünde bir yazı yazmış ve Erdoğan'ın meydanlardan çekmediği halkın, YAŞ toplantısının yapılacağı 28 Temmuz gecesi ya da bir sonraki gün evlerine dönmelerini isteyeceğini savunmuştum ancak bu beklentim gerçekleşmedi.

Dedim ya öyle bir süreç ki, herkes ters köşeye yatıyor. Erdoğan, bu akşam vatandaşların vatan nöbetinin bittiğini açıklarsa bu beklentim kısmen de gerçekleşmiş olabilir ama komuta kademesi kararının nedenini hala çok merak ediyorum.

Eğer vatan nöbeti bu akşam da bitmezse, YAŞ toplantısının üzerinden geçen 3 güne rağmen neden hala vatandaşların meydanlarda tutulduğu da cevap bekleyen önemli bir soru olarak kalacak.

Bir diğer konu, yakalanan onca darbeciye rağmen hala bu işi askeriyede kimin komuta ettiği de ortaya çıkmadı.

O gece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı almaya giden ekipten bir darbecinin ifadesine göre, havalanmaya hazır helikopterde beklerlerken görev iptal edilmiş ve yaklaşık 1-2 saat sonra havalanmışlar. O arada ne oldu? Kim görevi iptal etti ve sonra tekrar kim emir verdi?

Amerika'dan gelen garip açıklamalar adeta 'bu işi biz yaptırdık' diye itiraf niteliğinde. Bizim bildiğimiz ABD böyle itiraflarda bulunmaz ve hep inkar eder. Acaba Amerika'da da bazı gruplar arasında bir çatışma mı var?

Bugüne kadar ne AB'den ne de ABD'den bu işe şöyle adam akıllı karşı çıkıp lanetleyen açıklamalar gelmedi. Hiç biri Türkiye'ye gelip geçmiş olsun ziyaretinde bulunmadı ve adeta ölü taklidi yapıyorlar ama işi yakalanan darbecilere ve idam cezasına gelince aslan kesiliyorlar. Ya bu iş nasıl ellerinde patladı diye şoktalar, ya da yeni bir hareketle işin tamamlanmasını bekliyorlar.

Net olanlar

Bu süreçte en net olan nokta ise, bu işin ABD (ya da batı medeniyeti) tarafından Türkiye'deki taşeronları (FETÖ'cü ve NATO'nun daha doğrusu ABD'nin gladyosuna yakın askerler) tarafından yapıldığı.

Başka bir net nokta da, bu millet tüm dünyaya seçilmiş liderini gerekirse canı pahasına koruyacağını ve ne içeriden ne de dışarıdan gelecek (ekonomik ya da askeri) darbelere boyun eğmeyeceğini ilan etti.

Gelinen noktada artık Yeni Türkiye dönemi başlıyor ve milletin canıyla, kanıyla yaptığı görevin ardından en büyük iş de siyasilere düşüyor.