Hafta arası Ankara yollarına düştük yine. Ankara'ya gidiyorum dediğimde dostlarımızın aklına hemen siyaseten gittiğimiz gelir doğal olarak. Oysa Ankaralı olduğum pek akıllarına gelmez. Eş, dost, akraba ziyaretine gitmiş olsak da siyasileri pek inandıramıyoruz. Bursa'ya taşındığımızda 9 yaşında bir ilkokul öğrencisiydim. Aradan 39 yıl geçmiş; Gelişimiz dün gibi aklımda 19 haziran 1977 ve bu tarihi hiç unutmadım.

Geldiğimiz Bursa günümüzde gözümüzde tütüyor. Yeşili ve suyu bol olan şehrimiz bir güzellik abidesiydi. Şimdi merkezde bu görüntüler yerini beton yığınlarına bıraktı. Geçtiğimiz yıllarda bir panel düzenlemiştim. Panel konuğumuz 88 yaşındaki eski Adalet partisi milletvekili ve BTSO eski başkanı Hüseyin Suat Sungur'du. Konuşmasının bir bölümünde;

“Türkiye'de ilk kez bir organize sanayi kurulacaktı. Finale Bursa ve Gaziantep kalmıştı ve biz Bursa olarak kazandık. bugün Organize sanayi olarak geçen yerin temellerini attık. Çok mutluyduk binlerce insana istihdam sağlayacaktık. Ardından kurulan iki otomobil fabrikası ile sanayi çığ gibi büyüdü ve bugün Bursa'da 13 organize sanayi. Şimdi ise ‘acaba ovaya yazık mı ettik’ diyerek vicdan azabı çekiyorum.”

Hüseyin Suat Sungur'un samimi öz eleştirisi ile düşünceye dalıyoruz. Dönemin şartlarına göre doğruyu yapmışlardı aslında fakat sonrasında kontrolden çıkan büyüme ve iktidarların değişmesi ile günümüz Bursa'sına geldik; Gerçekten yazık oldu diyebiliyoruz.

Ankara'ya özel araçla gitmiyorsak hızlı tren yolculuğunu tercih ediyoruz. 6 saat süren yol Eskişehir'den bindiğimiz yüksek hızlı tren sayesinde 4 saate iniyor ve artık Bursa'nın hızlı tren hattına bir an önce kavuşmasını bekliyoruz. Çalışmalar yapılırken ödeneklerin durması ile çalışma dondurulmuştu. Acilen başlamasını umuyoruz. OHAL ve terör sebebiyle yollarda ve istasyon girişlerinde haklı olarak sıkı güvenlik tedbirlerinden geçiyorsunuz. Trene binmek için biletiniz ile birlikte kimliğinizi de vermeniz gerekiyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun danışmanlığına atanan Harun Akın ile yaptığım hayırlı olsun görüşmesi sonrası bakanlığa giderek bizzat görüşmek istedim. İl başkanlığımızı ve genel başkan yardımcılığımızı yaptığı dönemlerde etkili çalışmalara imza atmıştı.

Makamına gittiğimde gelmek üzere olduğunu söylediler. Bekleyen birçok vatandaş vardı. Biraz sohbet ettik. Adıyaman'dan, Samsun'dan ve Ankara'dan ziyaretçiler olduklarını öğrendim. Harun Akın on dakika sonra geldi ve bana seslenerek ‘hoş geldin İsmet’ diyerek sarıldı. Diğer misafirlerle tokalaştı ve yalnız olarak beni odasına aldı. Tam sohbete başlıyoruz telefonlar çalıyor ve susmak bilmiyor. Telefonsuz iki dakika dahi boşluk yok diyebilirim. Harun Akın'a “Telefonlara cevap vermiyorsunuz diye kızanlar var fakat durumu görünce size hak verdim” deyince gülümsedi ve “Arayanlara cevap veremeyince yirmi isimden sonrası kayıttan otomatik düşüyor ve kimin aradığını bilemiyorum bu sebeple kırılıyorlar” dedi.

Harun Akın'a bu sebeple kimsenin kızmaması gerekir. Müthiş yoğunluğa canlı şahit oldum. Zor bir görev üstlenmişler ve gece yarılarına kadar çalıştıklarını öğreniyorum. Emeklerine saygı duyarak kolaylıklar diliyorum.