Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Aman hormonlu olmasın

Yazının Giriş Tarihi: 12.12.2017 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.12.2017 00:01

İçinde; yeme içmeden semt pazarlarına, inşaattan sanayi üretimlerine, yurtdışından ithal edilenlere ve ihracata kadar yaşamımızı etkileyen hemen her şeye ait ayrıntılı verilerin değerlendirildiği ‘büyüme’ ile ilgili rakamlar heyecan verici boyutlara geldi… İnanılması güç bir dönem yaşamışız demek ki…

Piyasalar; ABD Doları, Euro, Sterlin gibi para birimlerine kilitlenmişken dün gelen ‘temmuz, ağustos eylül 2017’ dönemine ilişkin ‘3. Çeyrek büyüme rakamı’ şaşırttı… Yüzde 11.1…

Yapılan açıklamada; “Gayrisafi yurtiçi hasıla üçüncü çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, 2017 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 11,1 arttı” deniyor. Büyüme beklentisi ise yüzde 8,5’tu…

Hemen herkesi yerinden kaldıran yüzde 11.1’lik büyümenin ‘yabancı yatırımcıları çekmek için’ önemli bir argüman olarak kullanılacağına kesin gözüyle baktığımı belirtmeliyim…  

Üretim yöntemiyle gayrisafi yurtiçi hasıla da 2017 yılının üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 24,2 artarak 827 milyar 230 milyon TL’yi bulmuş durumda. Büyüyoruz! Kişi başına düşen milli gelirin de artmasını bekliyorum…

Gayrisafi yurtiçi hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2017 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri yüzde 2,8, sanayi sektörü yüzde 14,8 ve inşaat sektörü yüzde 18,7 artmış görünüyor. Yapılan tüm ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan ‘hizmetler sektörü’nün katma değerinin ise yüzde 20,7 arttığını görüyoruz…

Bu verilere göre; tarımdan elde edilen katma değer hızla düşüyor. Üretimden çıkan köylü kardeşlerimizin ivedilikle uyandırılması gerekiyor. Büyükşehir Yasası ile mahalleye dönüşen, altyapıları yavaş yavaş gerçekleşen, suya para ödemeye başlayan, küçük ya da büyükbaş hayvan beslemelerinde sorunlar çıkan, ekmek dahi pişirmeyen, şehirdeki tüketici kesime özenen, kapıcılık yapmaya razı bu insanlara üretimden gelen güçlerini kullanmaları öğütlenmeli… Arazilerini yok pahasına ellerinden çıkaran bu köylü nüfusu azaltarak hata yaptığımızı kabul etmeliyiz. Devasa çiftlikler kurarak tarımda söz sahibi olmaya başlayan şirketler de aklını başlarına almalı. İsrail tohumlarından bize hayır gelmeyeceğini öğrenmeliyiz artık. Tarımı göz ardı edemeyiz!

Bu arada devletin harcamalarındaki yüzde 2.8, gayrisafi sabit sermaye oluşumunda yüzde 12.4’lük artış dikkat çekici. Bu rakamlar özel sektörün piyasa belirleyici bir rol üstlendiğini gösteriyor. Mal ve hizmet ihracatında yüzde 17,2, mal ve hizmet ithalatında ise yüzde 14,5 artış yaşandı. Bu alanda makasın giderek daraldığını görebiliyoruz. İhracat teşviklerinin çeşitlendirilmesinde adımlar atılmalı…

Tüm bu rakamların ışığında Türkiye’nin yıllık büyüme rakamlarında yukarı yönlü düzeltmeler geldi doğal olarak. Yüzde 5 civarında olması beklenen büyüme rakamları eğer hormonlu değilse şimdi yüzde 6’ya hatta yüzde 7’ye doğru revize edildi.

Büyüme herkesin hoşuna gidebilir ancak arkasından yüksek enflasyon gelebilir… Yükselen faiz, ödemesi gelmiş borçlar ve sınırlarımızdaki hareketlilik gibi açmazlarımız var. Siyasi söylemlerdeki sertlik, Rıza Sarraf davası, FETÖ soruşturmaları, OHAL, kış şartları, pahalılık ve gergin Ortadoğu ülkeleri ile ilişkilerin getirebileceği olumsuz durumlar yatırımcıları tedirgin ediyor. Likitte kal çağrıları duyuyorum. Oysa umut dolu insanlar olmalı ülkede.

Attığınız her nutuk artık ‘Nutuk’tan olsun…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.