Bursa'da akciğer kanseri bir hasta doktorlarının tavsiye ettiği akıllı ilacın ücretini SGK ödemeyince hukuk mücadelesi başlatmış.
Mahkeme de ara kararla bir aylık kullanımı binlerce lirayı bulan ilacın ücretinin SGK tarafından 'tedbiren' ödenmesine karar vermiş.
Dava sonunda mahkeme, ilacın parasının SGK tarafından ödenmesine hükmederse, karar, kanser hastaları için emsal olacakmış.
Kanser elbette kötü;
Ama mahkemenin kararı ilacın bedelinin SGK tarafından ödenmesi yolunda olursa bu da kötünün iyisi olacak.
Şu anda tedbiren de olsa ortada bir ara karar var ki bu da büyük iş…
Peki nedir bu akıllı ilaçlar ?
En kısa tanımı ile, kanseri çoğaltan mekanizmayı engellemek için kanseri bloke eden ilaçlar denilebilir.
Tabii konu çok derin; bu tanım sadece giriş cümlesi olarak kabul edilmeli.
Uzmanların dediklerine göre,
Hedefe yönelik tedavi şekli olan bu ilaçlardan şimdiye dek umut verici ciddi bir yol da kat edilmiş.
Akıllı ilaçların keşfedilmesi, bazı nadir tümörlerde bile çok başarılı sonuçlar vermiş.
Ama bu arada kanserin erken tanısında fiziki muayenin işin yüzde 95'ini oluşturduğunun da atlanmaması gerekiyormuş.
Peki bu akıllı ilaçların yani hedefe yönelik tedavilerin kemoterapiden farkı ne?
O da şuymuş;
Bu grup ilaçlar, ağızdan tablet şeklinde veya damar yoluyla kullanılan, sıklıkla kanser hücresine özel bir yüzey belirleyicisi olarak hücre içi sinyal ileti yolladıkları için ya da tümör vasküler yatakları üzerine etki ederek yapılarını bozabildikleri için yan etkileri konvansiyonel kemoterapilere göre daha düşük ve daha kolay tolere edilebilen ilaçlarmış ve her ilacın kendine özgü yan etki profili bulunmaktaymış.
Kısacası on yıllardır o maküs hastalık olarak adlandırılan kanserin de beyliğinin sonuna yaklaşılıyor.
Bilim,insanın en değerli antikoru olduğunu bir kez daha kanıtlayabilmenin arifesinde.
Umarım ve dilerim ki önümüzde ki on yıl da kanserin gripten pek bir farkı kalmayacak.
Ancak işin bir de iç karartıcı bölümü var ki,işte o nasıl halledilecek bilemiyorum.
Kanseri tetikleyen ve oluşturan yediğimiz, içtiğimiz,soluduğumuz,giydiğimiz,
kullandığımız sayısız risk faktörlerinin yani.
Sanırım bu da etkin denetim sistemlerinin hayata geçirilmesi ile mümkün sadece.
Ve kanseri tamamen yenmek için gösterilecek kararlılıkla.
Tabii akıllı ilaçların bulunması ile kanser tamamen yenilmiş olunmuyor.
Çünkü;
Kanser tedavisinde etkisi yüksek, yan etki profili düşük olan akıllı moleküller ve immünoterapi (biyolojik terapi) ilaçlarının önemli bir kısmı Türkiye’de henüz SGK’nın ödeme kapsamında değil.
Hastanın hem yaşam kalitesini arttıran hem de ömrünü uzatan Sağlık Bakanlığı onaylı ilaçlar piyasada var ancak geri ödeme listesinde olmadığı için çok sayıda hasta bu ilaçlardan yararlanamıyor.
Çünkünün çünküsü;
Çok pahalılar.
Sadece biz de değil tüm dünya da çok pahalılar.
Onkologlar bu durumu yan etkileri bazından değerlendirdiklerinde biraz hiciv de katarak olaya finansal toksisite (finansal yan etki) bile diyorlar.
Elbette her yeni buluş ya da keşif önceleri herkesin ulaşamayacağı kadar pahalı oluyor.
Zamanla geçirdikleri evrim ve kullanılan materyaller ile geniş kitlelerin kullanımları daha kolaylaşıyor.
Bunda yıllar sonra Akıllı ilaçlar da öyle olacak eminim.
Şimdiden emin olabilmek için de,
Üç hafta gibi kısa sürede davayı yaşam hakkının kutsallığını,hastanın mali durumunu ve sosyal devlet ilkesini göz önüne alarak karara bağlayan ve SGK’nın bu ilaca ‘tedbiren’ ödeme yapmasına hükmederek dava sonuçlanana kadar hastanın ilaçlara ücretsiz ulaşmasının önünü açan mahkeme heyetinin nihai kararını beklemek gerekiyor.
Ara kararı böyle veren mahkemenin asli kararının da aynı minvalde olması hiçte şaşırtıcı olmayacak.
Hastanın aylık ilaç giderinin yukarıda binlerce dediğim karşılığının 40.000 (kırk bin) TL.olduğunu da şuraya iliştireyim de durumun vehameti daha iyi anlaşılsın.
Tabi ki an itibari ile her şey mutlu sona bağlanmış değil henüz;
Hasta her ne kadar ara kararla aylık 40 bin lira ücreti olan ilaçları derhal eczanelerden temin ederek tedavisine başlayacak , SGK’ya açtığı dava sonuçlanana kadar bu ilaçları ücretsiz almaya devam edecek ,davanın nihai olarak kazanılması durumunda SGK bu ilacı ya ödeme listesine alacak ya da mahkemeye başvuran tüm hastaların ‘tedbiren ödeme’ talebine olumlu yanıt verecek olsa da, emsal davanın kaybedilmesi durumunda hasta SGK’ya ilaç bedelini faiziyle iade edecek.
Aslına bakılırsa akıllı ilaçların bedellerini karşılamak koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti için deve de kulak bile değil.
Nerelere neler harcandığı göz önüne alındığında bırakın kulağı tüy bile değil.
Sağlıkla ilgili sorunu mahkeme kararı aracılığı ile çözmeye çalışan kaç millet vardır bilmiyorum ama ben bu ara karardan ve doğurduğu sonuçtan dolayı kanserle mücadele eden tüm vatandaşlarım adına çok mutlu oldum.
Işığı görmek bile çok güzel.
Ne diyeyim;
Allah tamamına erdirsin…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
Allah Tamamına Erdirsin…
Bursa'da akciğer kanseri bir hasta doktorlarının tavsiye ettiği akıllı ilacın ücretini SGK ödemeyince hukuk mücadelesi başlatmış.
Mahkeme de ara kararla bir aylık kullanımı binlerce lirayı bulan ilacın ücretinin SGK tarafından 'tedbiren' ödenmesine karar vermiş.
Dava sonunda mahkeme, ilacın parasının SGK tarafından ödenmesine hükmederse, karar, kanser hastaları için emsal olacakmış.
Kanser elbette kötü;
Ama mahkemenin kararı ilacın bedelinin SGK tarafından ödenmesi yolunda olursa bu da kötünün iyisi olacak.
Şu anda tedbiren de olsa ortada bir ara karar var ki bu da büyük iş…
Peki nedir bu akıllı ilaçlar ?
En kısa tanımı ile, kanseri çoğaltan mekanizmayı engellemek için kanseri bloke eden ilaçlar denilebilir.
Tabii konu çok derin; bu tanım sadece giriş cümlesi olarak kabul edilmeli.
Uzmanların dediklerine göre,
Hedefe yönelik tedavi şekli olan bu ilaçlardan şimdiye dek umut verici ciddi bir yol da kat edilmiş.
Akıllı ilaçların keşfedilmesi, bazı nadir tümörlerde bile çok başarılı sonuçlar vermiş.
Ama bu arada kanserin erken tanısında fiziki muayenin işin yüzde 95'ini oluşturduğunun da atlanmaması gerekiyormuş.
Peki bu akıllı ilaçların yani hedefe yönelik tedavilerin kemoterapiden farkı ne?
O da şuymuş;
Bu grup ilaçlar, ağızdan tablet şeklinde veya damar yoluyla kullanılan, sıklıkla kanser hücresine özel bir yüzey belirleyicisi olarak hücre içi sinyal ileti yolladıkları için ya da tümör vasküler yatakları üzerine etki ederek yapılarını bozabildikleri için yan etkileri konvansiyonel kemoterapilere göre daha düşük ve daha kolay tolere edilebilen ilaçlarmış ve her ilacın kendine özgü yan etki profili bulunmaktaymış.
Kısacası on yıllardır o maküs hastalık olarak adlandırılan kanserin de beyliğinin sonuna yaklaşılıyor.
Bilim,insanın en değerli antikoru olduğunu bir kez daha kanıtlayabilmenin arifesinde.
Umarım ve dilerim ki önümüzde ki on yıl da kanserin gripten pek bir farkı kalmayacak.
Ancak işin bir de iç karartıcı bölümü var ki,işte o nasıl halledilecek bilemiyorum.
Kanseri tetikleyen ve oluşturan yediğimiz, içtiğimiz,soluduğumuz,giydiğimiz,
kullandığımız sayısız risk faktörlerinin yani.
Sanırım bu da etkin denetim sistemlerinin hayata geçirilmesi ile mümkün sadece.
Ve kanseri tamamen yenmek için gösterilecek kararlılıkla.
Tabii akıllı ilaçların bulunması ile kanser tamamen yenilmiş olunmuyor.
Çünkü;
Kanser tedavisinde etkisi yüksek, yan etki profili düşük olan akıllı moleküller ve immünoterapi (biyolojik terapi) ilaçlarının önemli bir kısmı Türkiye’de henüz SGK’nın ödeme kapsamında değil.
Hastanın hem yaşam kalitesini arttıran hem de ömrünü uzatan Sağlık Bakanlığı onaylı ilaçlar piyasada var ancak geri ödeme listesinde olmadığı için çok sayıda hasta bu ilaçlardan yararlanamıyor.
Çünkünün çünküsü;
Çok pahalılar.
Sadece biz de değil tüm dünya da çok pahalılar.
Onkologlar bu durumu yan etkileri bazından değerlendirdiklerinde biraz hiciv de katarak olaya finansal toksisite (finansal yan etki) bile diyorlar.
Elbette her yeni buluş ya da keşif önceleri herkesin ulaşamayacağı kadar pahalı oluyor.
Zamanla geçirdikleri evrim ve kullanılan materyaller ile geniş kitlelerin kullanımları daha kolaylaşıyor.
Bunda yıllar sonra Akıllı ilaçlar da öyle olacak eminim.
Şimdiden emin olabilmek için de,
Üç hafta gibi kısa sürede davayı yaşam hakkının kutsallığını,hastanın mali durumunu ve sosyal devlet ilkesini göz önüne alarak karara bağlayan ve SGK’nın bu ilaca ‘tedbiren’ ödeme yapmasına hükmederek dava sonuçlanana kadar hastanın ilaçlara ücretsiz ulaşmasının önünü açan mahkeme heyetinin nihai kararını beklemek gerekiyor.
Ara kararı böyle veren mahkemenin asli kararının da aynı minvalde olması hiçte şaşırtıcı olmayacak.
Sayın heyetin, fikirlerine,hassasiyetlerine,duyarlıklarına sağlık.
Hastanın aylık ilaç giderinin yukarıda binlerce dediğim karşılığının 40.000 (kırk bin) TL.olduğunu da şuraya iliştireyim de durumun vehameti daha iyi anlaşılsın.
Tabi ki an itibari ile her şey mutlu sona bağlanmış değil henüz;
Hasta her ne kadar ara kararla aylık 40 bin lira ücreti olan ilaçları derhal eczanelerden temin ederek tedavisine başlayacak , SGK’ya açtığı dava sonuçlanana kadar bu ilaçları ücretsiz almaya devam edecek ,davanın nihai olarak kazanılması durumunda SGK bu ilacı ya ödeme listesine alacak ya da mahkemeye başvuran tüm hastaların ‘tedbiren ödeme’ talebine olumlu yanıt verecek olsa da, emsal davanın kaybedilmesi durumunda hasta SGK’ya ilaç bedelini faiziyle iade edecek.
Aslına bakılırsa akıllı ilaçların bedellerini karşılamak koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti için deve de kulak bile değil.
Nerelere neler harcandığı göz önüne alındığında bırakın kulağı tüy bile değil.
Sağlıkla ilgili sorunu mahkeme kararı aracılığı ile çözmeye çalışan kaç millet vardır bilmiyorum ama ben bu ara karardan ve doğurduğu sonuçtan dolayı kanserle mücadele eden tüm vatandaşlarım adına çok mutlu oldum.
Işığı görmek bile çok güzel.
Ne diyeyim;
Allah tamamına erdirsin…