Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ali Kemal'e veda ederken

Yazının Giriş Tarihi: 14.04.2019 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.04.2019 00:00

Yaklaşık kendisini 30 yıldır tanırım. Bütün şehir kendisini Ali Kemal olarak tanır. Oysa kimliğinde Seç Köylü Mehmet Ali Gedik yazardı fakat bunu pek bilen olmazdı. Bursa’nın bir değeriydi Ali Kemal. Her yeri gezer herkesi tanır ve tanınırdı. Sert görünümlü tipinin aksine altın gibi bir kalbi vardı. Bir karıncayı bile incitmeyen hassasiyete sahipti. Geçtiğimiz hafta şehir dışında olduğum esnada vefat haberini aldım ve çok üzüldüm. Cenazesine katılamamak da beni bir o kadar daha üzdü. Sık sık beni telefonla arar duygusal bir şekilde Demokrat Partinin mevcut teşkilatına kızgınlığını anlatır ve üzüntüsünü belirtirdi. Vefatından üç gün önce yine aradı “Başkanım nasılsın? İyi misin? Bunlar senin tırnağın olamaz. Ben seni çok seviyorum, hakkını helal et.!” İşte bu Ali Kemal'in ağzından duyduğum son cümlelerdi. Bu duygusal konuşmasının son konuşması olduğunu nereden bilecektim ki? Hemen kendimi toparlayıp “Olur mu Ali Kemal esas sen hakkını helal et bize ve partiye çok hakkın geçti. Biz seni severiz ve her zaman yerin ayrıdır” diyerek teselli ettim ve telefonu kapatırken yeniden helallik istedi...

Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar'ın manevi evlatlarım dediği dörtlü kare ası vardı. Bunlar Ardiles, Ali Kemal, Erhan ve Halil'dir. Ali Kemal ve Erhan ebediyete göç etti. Kalan Ardiles ve Halil'e uzun ömürler diliyoruz. Süleyman Demirel'in Isparta’daki cenazesinde bu dörtlü bir duvarın kenarında oturup ağlarlar. İslamköy muhtarı kendilerini tanır ve Cavit Çağlar'a haber verir “senin evlatlar ağlıyor” der. Çağlar hemen yanlarına gelir “neden ağlıyorsunuz” der, sessizliği Ardiles bozar “dedemiz öldü ona ağlıyoruz” deyince Cavit Çağlar “dedeniz öldüyse babanız olarak ben varım” diyerek kendilerini teselli eder.

Ali Kemal bir dönem sonradan Yeni Karamanspor olan 11 Eylül kulübünde malzemecilik yapar. Mustafakemalpaşa'da bir maça giderler fakat bir futbolcu eksiktir. Bu sebeple Al Kemal'e 9 numarayı giydirip mecburiyetten santrafor oynatırlar. Maçın bir esnasında uzun bir top atılır, kaleci önde olduğu için top arkasındaki su birikintisinin içinde kalır. Ali Kemal topa vursa boş kaleye golü atacaktır ancak su birikintisinin sağından dolaşır solundan dolaşır bir türlü içine girmez. Ardından defans gelip topu uzaklaştırır, seyirci saç baş yolar. Maçtan sonra Ali Kemal'e “neden suyun içine girip golü atmadın” diye sorulur. Cevap “üstüm kirlenecekti” olur.

22 Temmuz 2007 seçimlerine doğru Ali Kemal Antalya’ya gider. Aynı gün dönemin DP genel başkanı Mehmet Ağar'ın Antalya’da mitingi vardır. Ali Kemal bu konularda tecrübeli olduğu için kalabalığı yararak en öne gelir ve Mehmet Ağar'ın konuşmasını dikkatle dinlemeye başlar. Eski emniyetçi olduğu için Mehmet Ağar'ın gözü konuşma esnasında Ali Kemal'e takılır ve belli etmeden yanındaki birine Ali Kemal'i yakalamalarını söyler. Yazımızın başında belirttiğimiz gibi Ali Kemal'in sert bir dış görünümü vardır. Sanırım Mehmet Ağar da böyle düşünmüş olacak ki, Ali Kemal otobüsün içine alınır ve Mehmet Ağar gelir. Ali kemale sormaya başlar;

-Kimsin, adın ne?

-Ali Kemal sayın Genel Başkanım…

-Ne arıyorsun burada?

-Sizi dinlemeye geldim.

-Nereden geldin?

-Bursa'dan.

-Kimleri tanırsın Bursa'dan?

-Herkesi.

-Harun Akın'ı tanır mısın?

-Elbette tanırım Bursa il başkanımız

-Arıyorum şimdi Harun Akın'ı…

Ve Mehmet Ağar cep telefonu ile Harun Akın'ı arar. O ana kadar rahat olan Ali Kemal birden panik yapar çünkü kimliği Mehmet Ağar'ın elindedir. Kimlikte ise Mehmet Ali Gedik yazmaktadır. Harun Akın'a bu isim söylendiğinde Muhtemelen Harun Akın tanımayacaktır. Bunu anlayan Ali Kemal Panikle “sayın genel başkanım Ali Kemal deyin Ali Kemal deyin” diye bağırır ve telefon açıldığında Harun Akın'ın tanıyorum elbette iyi partilimizdir demesiyle Ali Kemal rahat bir nefes alır. Ve Mehmet Ağar tarafından kendisine harçlık ve hediyeler verilerek misafir edilir.

Ali Kemal partinin her bayramlaşmasında sabah 8’de Kültürpark’ta hazır bulunup bayrak süslemesine yardıma gelirdi. Bu yıllarca her bayram aralıksız devam etti, hiç gocunmadı. Ve bugün Ali Kemal'e karşı vicdanım çok rahat. Çünkü benden ne istediyse her zaman peki demişimdir. Üç yıl önce Ankara'ya genel kongre'ye gittiğimizde bana ''başkanım ben otelde seninle aynı odada kalmak istiyorum'' dediğinde tabi ki Ali Kemal dediğimde gözlerinde ki o dost ve mutluluk ışığının yansımasını unutmam mümkün değildir.

Ali Kemal başka bir insandı bizde bir çok hatırası vardı Merhum babası çok kaliteli bir öğretmendi vefatında cenazesi çok kalabalıktı, hasta olduğu dönemler de Ali Kemal bana ''başkanım şu telefonunu versene Baba mı arayacağım'' demişti bizde hemen uzattık telefonu, numara ezberinde aradı telefon açılınca aradığı kişinin kendi babası değilde manevi babası Cavit Çağlar olduğunu anladık. Ebediye intikal eden sevgili Ali Kemal'e rahmet diliyorum, kendisini çok özleyeceğiz adeta her hangi bir yerde çarşıda, heykelde, kent meydanında karşılaşacak gibi düşünüyoruz vefatını kabullenmek zor geride kalan Ardiles ve Halil'e uzun ömürler diliyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.