Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Akademik terör seviciler

Yazının Giriş Tarihi: 17.01.2016 02:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.01.2016 02:03

Bu toprakların haini çoktur diye bilinir ancak bu doğru değil. Bunun yanında hainlerin sesinin çok çıktığı da bir vakıa. Tarih değilse bile ortam ve şartlar tekerrür ediyor. Çok derin tarihi analizlere girmeye lüzum yok lakin Osmanlı'nın son dönemiyle Cumhuriyet'in ilk dönemindeki siyasi akımlar ve fikri kamplaşmalar yeniden oluşuyor. Kartlar yeniden karılıyor ve sanırım yeni bir dönüşüm başlıyor. Belki de bugün bunun doğum sancılarını yaşıyoruz. 

 

Kara vicdanların bildirisi!

İnsan çok şeyi bilebilir ama ilk bilmesi gereken ise haddidir! Sen haddini bilmedikçe aslında ne bildiğin de çok önemli değildir. Hafta içi böyle bir hadise yaşadık. 1128 kara vicdanlı akademisyen görünümlü terör sevicisi iğrenç bir açıklama yaptı. Onlara iş, aş ve ceplerine para koyan bu devlete ve millete fıtratları usulünce şükranlarını sundular.

Zaten ne hikmetse bu millete hainlik edenlerin tamamı tuzu kurular arasından çıkıyor. Yokluktan kıvranan, çocuklarını bu vatan için genç yaşta toprağa veren ailelerin sesi çıkmazken (sessiz çoğunluk) bu ülkenin nimetlerinden istifade edenler haksız ithamlarla ortalığı ayağa kaldırıyor.

 

O bildiri ne diyor?

Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız! Başlığıyla yayımlanan devletin kasıtlı ve planlı kıyım yaptığını iddia eden o kara propaganda bildiriden bazı ifadeler:

"Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir."

"Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz."

"Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz."

 

Tevili mümkün değil

Şimdi bu bildiriyi okuyan, aklını ve ruhunu şeytana satmamış, ortalama bir vatan evladı önce okkalı bir küfür edip ardından da kim bu hainler diye düşünmez mi? Sen oralarda Suriye modeli bir ayaklanmaya kalkışan (üstelik sivil vatandaşları kalkan yaparak) terör örgütünün kınamayı bırak adını bile anmadan devleti suçlayacaksın, oluşan infialin ve hakkınızda başlatılan soruşturmaların ardından da, “Bize Nazi Almanya'sındaki gibi faşistçe sindirme ve baskı politikası uygulanıyor” diye yakınacaksın. Hadi oradan. Oradaki terörist kalkışmayı çok yerinde buluyorsanız buyurun siz de gidin bölgeye. Bir kaç hendeğin başında nöbet tutun.

Size bu devlet tarafından tahsis edilen üniversitelerdeki sıcak ve konforlu odalarınızdan çıkıp oraya gitmeyi gözünüz yemiyorsa siz yine sahiplerinize ağlaşın. Bakın AB ve ABD sizi savunuyor. CHP ve HDP de sahip çıkıyor. Daha ne istiyorsunuz. İsterseniz gidin o AB ülkelerinde ve ABD'de akademisyenlik yapın ama sakın orada askere ve polise laf etmeyin. Aksi halde faşist baskı ve sindirme nasıl oluyormuş görürsünüz. Araçtan inerken ellerini kaldırmadı diye polis tarafından vurularak her yıl onlarca insanın öldürüldüğü Amerika'da da, terör saldırıları sonrası Paris'in tüm sokaklarını askerlerle dolduran Fransa'da da, gezi benzeri protestoların olduğu bölgeye bir tek kamera bile sokmayan Almanya'da da işte o zaman gerçek demokrasiyle tanışırsınız.    

 

Bu milleti durduramayacaksınız

Doğudaki kalkışmadan zararlı çıkan ve her gün biraz daha yok edilen terör örgütü artık iyice köşeye sıkıştı. Beyaz'ın programında yapılan provokasyon da, sivil görünümlü bu çıkışlar da uluslararası kamuoyunun baskısıyla devletin bölgedeki operasyonlarını bitirmesi, yani teröristlerin kurtarılması için yapılıyor.

Gözaltına alınan akademisyenlerin Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ndeki sorgusunda; imza kampanyasının KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat’ın talimatıyla yapıldığı ileri sürüldü. (Kaynak Hürriyet Gazetesi)

 

Sonuç itibariyle, sesleri öyle çok çıksa da bu insanlar inanın güzel ülkemin çok küçük bir azınlığı. Bakın ülke genelinde 1128 akademisyen bu bildiriye imza atarken, sadece Uludağ Üniversitesi'nde bile bu sayının 3 katı akademisyen çalışıyor. 

Dolayısıyla, bu vatanın gerçek sahipleri olan sessiz yığınların küçük bir kıpırdanmasıyla onlar hemen inlerine, karanlık dehlizlerine çekilir. Sonuç itibariyle bu kadim milletin kaderin istikametinde devam eden kutlu yürüyüşünü tarih not ederken, it ürümeye kervan da yürümeye devam edecek.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.