Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

AK Parti ve yeni vizyon

Yazının Giriş Tarihi: 25.11.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.11.2020 00:01

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomideki sıkıntılar, vatandaşların “adalet istiyoruz” feryatları üzerine geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmasında, ekonomi ve adalet alanında yepyeni değişimler yapılacağını ifade etti.

Şimdi, 18 yıldır aralıksız ve tek başına iktidar olan bir siyasi partinin ve ismi Adalet ile başlayan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adalet anlayışında ne gibi değişimler ve değişiklikler olacak?

Ekonomi alanında ise, senelerdir süre gelen hikayelerle ülkemiz bazen ihracat sayesinde, bazen ithalat sayesinde, bazen de üretim sayesinde, ama genelde kamu mallarının satılıp elde edilen gelirlerle yapılan hizmetler sayesinde bugüne kadar ayakta durabildi. Halkımız, siyasi istikrar ve ülke yönetiminde çok başlılık olmaması istemi nedeniyle bugüne kadar AK Parti iktidarlarını destekledi.

Kolay değil öyle 18 yıl iktidarda kalabilmek. Bu süre çok önemli. Her geçen gün iktidarın yıpranma, halkın beklentilerine cevap verememe, isteklerine karşı direnme gibi gözleniyor. AK Parti şimdiye kadar alışılmış bütün siyasi anlayışı bozdu. Sürekli yeni hikayeler yazıp, halkın ve seçmenlerin desteklerini aldı.

Bugün, bir yanda ekonomik sıkıntılar diğer yanda koronavirüs belası, ülkemizdeki sıkıntılı günleri daha da sıkıntılı hale getirdi. Salgın tehlikesi ve ölüm tehlikesi nedeniyle alınan pek çok önlem, vatandaşları sıkmaya, hatta bu sıkıntılarını artık patlama noktasına gelmeye zorluyor. Yani, deyim yerinde ise bıçak kemiğe dayandı. Uzatmaları oynuyoruz.

Bütün bunlar tesadüf değil.

Hepsi, planla ve programlı bir politika uygulamanın ve de uygulanan politikalarda zik zak yapmak yerine “neticesi ne olacak? Bekleyelim. Görelim” mantığı ve beklentisiyle hareket edilmesinden kaynaklı. Siyaset iddia işi. AK Parti de hem siyasi alandaki iddiaları hem de ekonomik alandaki uygulamaları ve ülke yönetimindeki yıllara sari tecrübeleriyle bu işi bugüne kadar getirdi.

Şimdi, dünyadaki siyasi yönetimlere bakalım. Hepsinin başarısının altında halkla beraber karar alma var. Halkın istemlerine karşı direnen kim olursa olsun, seçmenler bu siyasilere sandıkta hiç acımamışlar. Hepsini seçim vakti zamanı geldiğinde sandığa gömüş, tarihin siyasi bataklığına doğru göndermişler.

Bir daha bu siyasetçilerde dikiş tutturamamışlar.

Bizim ülkemizde ise “keser döner, sap döner, gün gelir devran döner” misali, eski siyasetçilerimiz güç bela tekrar iktidara gelebiliyorlar. Bunu, 12 Eylül 1980 öncesinde ülke idaresinde söz sahibi olan siyasi liderlerin 1987 siyasi yasakların kalkmasıyla beraber siyaset sahnesine tekrar dönüp, eski günlerdeki gibi ülke idaresini ele almasındaki devran dönmesi olarak görebiliyoruz. İlk başarı Süleyman Demirel’den geldi. 12  Eylül’de başbakandı. Aradan geçen 11 yıl sonra 1991 yılında tekrar koalisyonda olsa başbakan oldu. Cumhurbaşkanı oldu.  

İkinci başarı Necmettin Erbakan’dan geldi. 12 Eylül öncesinde koalisyon hükümetlerinde başbakan yardımcısı olan Erbakan, 1990’lı yılların sonlarına doğru başbakanlık koltuğuna oturdu.

Üçüncü başarı Bülent Ecevit’in oldu. 1999 seçimlerinde yüzde 42 gibi Türk sol siyasetinin en yüksek oyunu aldı. Koalisyonla başbakanlık koltuğuna oturdu. O dönemde başarı elde eden Ecevit, yapılan ilk seçimlerde ise baraj altında kalıp, iktidarı kaybetti.

Demek ki neymiş, vatandaş siyaseti ve iktidarı çok yakından izliyormuş.

Kimse, halka rağmen halkın istemediği politikalarla iktidar koltuklarında oturamaz. Bu dünyanın her kesiminde böyle. Diktatör rejimlerinde bile aynı yöntem var. Halk ayaklanıp, kralı veya onun ailesine gerekli dersleri verebiliyor.

Gelelim günümüze.

AK Parti iktidarlarında en fazla tartışılan konulardan bir tanesi de adalet oldu. Halka sorulduğunda adalete olan güven yüzde 20 ile 30 arasında değişen oranlarda geziyor. Peki, halkın adalete güvenmeme konusundaki sıkıntıları neler? Baroların sol ideolojinin tekelinde olması mı? Barolar ayrıldı. Ama, beklendiği gibi sonuçlar galiba alınamadı. Çünkü,. Adalette sağ gösterip sol vuran pek çok kişilik var.

Bu kişilerin de adliyelerdeki hakimiyetleri devam ettiği sürece, vatandaşların adalete olan güvenleri konusundaki sıkıntıların aşılması zor görünüyor. Uzayıp giden davalar, bir türlü verilmeyen kararlar, kamu yönetimiyle ilgili şikayetlerin göz ardı edildiği iddiaları, halkın güven duygularını zedeleyen unsurlar olarak göze çarpıyor.

AK Parti adalette yenilikler getirme çabasında. Fakat, adalet teşkilatında bu yeniliklere uyum çok önemli. Ayak diretme, benimsememe çok önemli. Ne demiş büyüklerimiz, çok kötü bir kanun, adil bir hakimin, savcının elinde gönüllere fethi eden çok güzel bir kararla uygulanabilir.

Çok iyi bir kanunda, hakim ve savcının davranışıyla en kötü sonuçları doğuran kararlara imza atabilir.

Olayın özeti ve vahameti galiba bu cümlelerde gizli…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.