Kim ne derse desin Tayyip Erdoğan siyaseti çok iyi okuyor. Son dönemde gerek parti tabanından gerekse de partili olmayan vatandaşlardan yükselen talepleri yine en iyi o okudu.

Vatandaş öncelikle FETÖ ve benzeri yapıların temizlenmesini, atamalarda ehliyet ve liyakatin yanı sıra, dürüstlük gibi bir erdemin de mutlak belirleyici olmasını istiyordu.

Türkiye genelinde de var olan ancak Bursa özelinde hava ve su kadar acil ihtiyaç haline gelen çok önemli bir talebi de vardı vatandaşların; onun bunun adamı olanlardan çok çeken kent halkı, artık sadece dava adamlarına görev verilmesini istiyordu.

Ak Parti Bursa İl Başkanlığı

Parti merkezinde ve ilde görev alanların büyük çoğunluğu yine zamanın ruhunu okuyamadılar. Bu değişim talepleri karşılanmazsa 2019 seçimlerinde yaşanması muhtemel bir hezimeti de öngöremediler. Bu kadar hayati risklere rağmen vaziyeti idare etmeye devam ettiler.

Erdoğan, metal yorgunluğu dedi, değişim dedi, gençlik dedi, şaibesiz isimler dedi. Onlarca madde saydı, dedi de dedi lakin kimse üstüne alınmayıp kulağının üstüne yatınca da bizzat idareyi ele aldı. İçeride ve dışarıda yürüttüğü onca devlet işinin arasında bu meseleleri bile Erdoğan'ın bizzat çözmek zorunda kalmasına sebep olanların durumu da ayrı bir tartışma konusu.

Bursa sürprizi ve tarihi fırsat

Ak Parti İl Başkanlığına Ayhan Salman'ın atanması sürpriz oldu ama bence asıl dikkat çekici unsur, görevin bizzat Tayyip Erdoğan tarafından verilmesidir. Erdoğan, artık açıkça teşkilata mesaj veriyor ve diyor ki, 'sizi direkt ben atıyorum ve bundan sonra kimsenin adamı olmayacaksınız. Düzgün çalışın, şaibeden uzak durun, kadroları yenileyin ve Ak Parti'nin köklerine uygun hizmet edin' bence yapılanın meali budur.

Önceden türlü türlü Ankara'daki dayıların araya girdiği, abilerin vaat ettiği, bazı grupların öne çıkardığı isimler göreve geldiğinde de bağlı olduğu kliklere göre hareket ediyor, sonucunda ise onlar kazanırken Bursa kaybediyordu.

Bugün Ayhan Salman'a sunulan fırsat tam bir ateşten gömlektir. Bu yeni bir kurucu il başkanlığı şansıdır. Salman, bunu iyi kullanırsa hem efsane olur, hem de Bursa kazanır. Yok her şey eski tas eski hamam şeklinde devam ederse, vallahi de billahi de Bursa'da Ak Parti biter.

Mutasavvıf Fahrettin Salman

Aslında il başkanı ataması noktasında isim için bir fikir vermese de Hakan Çavuşoğlu'nun Başbakan Yardımcısı olarak atanması Bursa'daki yeni dönemin ilk işaret fişeğiydi. Görünen o ki, artık yıpranmış, kliklerle beslenen isimler yerine, değişimi yönetecek pırıl pırıl isimler tercih edilecek. İşte Ayhan Salman'ın seçilmesinin en büyük nedenlerinden birisi bu.

Aradan geçen 16 yılda bir hayli yıpranan Ak Parti'yi fabrika ayarlarına döndürmek isteyen Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu değişim sürecinde doğal olarak kendisinin ve partisinin köklerine dönmesi en güvenilir yöntemdi.

Ayhan Salman'ın geçtiğimiz günlerde vefat eden ve muhterem bir zat olan babası Fahrettin Salman'ın da bu atamada büyük bir payı oldu çünkü Fahrettin Salman'ın, Erbakan ile çok uzun yıllara dayanan bir yol arkadaşlığı vardı. Bir ilim erbabı olan Salman, sadece siyasetle ilgilenmeyip çok hayırlı hizmetlere de imza atan bir zattı. Böyle sağlam bir mayadan yetişmesi de Ayhan Salman'ın önünü açtı.

Neden Ayhan Salman?

Bir insanın sadece babasının gölgesiyle bu görevlere getirilmesi elbette mümkün değil. Ayhan Salman, İnegöl'de yetişse de sadece bu ilçeyle sınırlı kalmadı. Ak Parti Bursa İl Yönetimi'nde de görev aldı. Yıllarca Karacabey İlçe Koordinatörü olarak da çalıştı. Teşkilata yakın bir isimdi. Balkan kökenli olması da hanesine artı olarak yazıldı. Başarılı iş hayatı nedeniyle vakit ve nakit sıkıntısı da yoktu.

En önemli yanı da siyasi ihtirasları olmamasıydı. Bugüne kadar kimsenin adamı olmadığı için basında ismi hiç gündeme getirilmedi. Sadece (kendisini Ankara dönüşü karşılayanlar tarafından) gerekli yerlerde dillendirildi.

Salman'ı bağlayan taahhüdü

Ak Parti'de değişimin konuşulduğu süreçte, 6 Haziran 2017 tarihinde Ayhan Salman, kendi sosyal medya hesabından şunu paylaşmıştı: "Siyaset ve bürokraside yeniden bir yapılanma olacaksa eğer; liyakat, sadakat ve ehliyet sahibi kişilere yer verilip, küçücük bedenlerine dev kadar kibir sığdıran, üsttekileri hediye ve iltifatlara boğarken, alttakilere karşı kaba, acımasız ve hoyratça davranan tiplerden de uzak durulmalı."

Altına imza atacağım bu sözleri yazan zat, bugün il başkanı ve artık kendisinden bu yönde icraatlar bekliyoruz. İnşallah başarılı olur da, Bursa kazanır.