Pazartesi günü yeni stadımız açılacak ama çok sancılı bir dönemde. Neden camianın paramparça olduğu en sıkıntılı dönem tercih edildi bilmiyorum. Belki yeni bir bütünleşmeye vesile olur düşüncesiyle iyi niyetle hareket edildi fakat sosyal medyadan nabzını ölçtüğümüz camia bu durumdan hiç de hoşnut değil.

Yanlış tercihin sıkıntıları

Samimi olarak ifade etmeliyim ki, aslında Recep Bölükbaşı ve yönetimi çok iyi başladı. Erkan Körüstan döneminin enkazının ardından takım ve camia hızla toparlandı. İsabetli transferler yapıldı ve Şenol Güneş gibi doğru bir isim tercih edilince adından söz ettiren, finaller oynayan bir Bursaspor ortaya çıktı. Biraz Şenol Hoca'nın vefasızlığı, biraz da ekonomik imkansızlıklar nedeniyle geçen yılın kadrosundan bir kaç yıldızı elimizde tutamadık.

Herkes karamsarlığa kapılmışken çok iyi isimlerle ciddi transferler yapıldı lakin teknik direktör noktasında ciddi bir sorun yaşandı. Belki şampiyonluk sezonunun nostaljisiyle, belki vefa duygularıyla hareket edildi ama profesyonellikte duygusallığa yer olmadığını bir kez daha gördük.

Ertuğrul Sağlam'ın gelişiyle takımdan ciddi kopuşlar oldu. Volkan, Şener, Ozan ve Bakambu gibi takımdan ayrılmaları gündemde olmayan isimler kaçarcasına Bursa'dan gitti. Yine çok iyi bir kadro oluşturulmuştu ama Sağlam, bu kadronun hakkını veremedi. Yıldızlarımız birer birer sönerken, takımın özgüveni de kayboldu. Ah be Recep başkan, keşke 2-3 ay önce Ertuğrul Sağlam ile yolları ayırsaydınız şimdiye kadar çoktan toparlanmış ve ligin üst sıralarını zorlar noktaya gelmiş olurduk.

Hamza Hoca'nın bu takımda başarılı olacağına ve Bursaspor'un ciddi bir çıkış yakalayacağına inanıyorum. Yönetimimizi de bu isabetli tercihlerinden dolayı kutluyorum. İnşallah hızlı bir toparlanmayla sorunlar aşılır.

Not: Yazımı maç saatinden önce kaleme aldığım için yazdıklarım Torku Konyaspor mücadelesinin sonucundan bağımsızdır.

***

HDP bildiğiniz gibi

Kandil'den mi uyarı geldi bilmiyorum ama uzun süredir doğru düzgün sesi çıkmayan HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş cuma günü ortaya çıktı ve daha önce de yaptıkları gibi 'PKK sizi tükürüğüyle boğar' kıvamında bir açıklama yaptı. 

Düşman bir ülkenin siyasetçisi gibi konuşan Demirtaş, "Musul'a asker gönderdikten sonra pısırık pısırık askerlerini (askerlerimizi demiyor!) geri çeken Cumhurbaşkanı ve Başbakan, sıra Kürt halkına gelince mi kabadayı kesiliyorsunuz? Cizre'de 20 PKK'lı var diye 6 general, 36 albay, 10 bin askerle oraya operasyon yapmak mı kahramanlık? Operasyon yapılan her yerde korku ve panik havası değil coşku hakim. Bu direniş kazanacaktır" dedi.

Açıklamalarına küstahça devam eden Demirtaş, "Bize böyle tankın namlusunu gösterip geri adım attıracaklarını zannediyorlarsa kusura bakmasınlar ama biz ölüm korkusunu çoktan aştık. Geri adım atmak bu tarihi dönemin onuruna yakışmaz. Bu direnişi ortaya koyan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Herkes bu mücadelede yapabileceği, durabileceği yerde katkı sunsun" diyerek adeta devlete meydan okudu.

Şu yukarıdaki ifadelerle açık açık terör ve terör örgütü övülmüyor mu? Bu insanlara hala bizim vergilerimizden maaş ödeniyor olması da, başta iktidar olmak üzere meclisteki diğer partilerimizin ayıbıdır.