Her köşe yazarının ısrarla takip ettiği, yazmaktan keyif aldığı ‘’yeni bir şeyler yapsa da yazsam’’dediği daha önemlisi her ne iş yapıyorsa onu karakteri ile özdeşleştirdiğine inandığı bir vazgeçilmezi vardır.

Köşe yazarı sayılır mıyım bilmem ama benim de var.

Hem de birkaç tane var. Hepsini izlerim; zamanının geldiğini gördüğümde de yazarım. Hele okunma oranlarına baktığımda sizlerinde okuduğunuzu gördükçe coşar daha bir yazarım.

Ozan Sari’yi yazacağım.

Ozan hem keman virtüözüdür; (okursa bu yazıyı şaşıracak belki ama hem de kalemi sağlam bir makale yazarıdır. Özellikle düşündüğünü yazabilen ve yazdığını okutabilenlerin gittikçe azaldığı kalem dünyasında bence bu önemli bir nitelik; hele ki bunu başaran parmaklarını kalemde değil kemanda konuşturuyorsa.)

Hem de Üstad Veli Sari’ ve saz eğitmeni dünyalar tatlısı Nilgün Sari’nin evladı olduğu içinde şanslı doğanlardandır.

Biz yaştakiler doğum tarihi 1989 olan Ozan’a daha dünkü çocuk gözüyle baksak ta o yaşına tur bindirip müziğe olan üstün yeteneği ile 1999 yılında girdiği U.Ü. Devlet Konservatuvarı’ndan J. Brahms’ın Keman Konçertosunu çalarak “birincilik” derecesiyle mezun oldu.

Çıkarın 1999 dan 1989’u ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Cihat Aşkın ve küçük arkadaşlarını hatırladınız mı? CAKA’nın kurucusu hani. Köşemin konuğu da olmuşlardı geçen aylarda.

Ozan on iki yaşında dâhil oldu Türk Keman Okulu’nun yaşayan en önemli temsilcisi Cihat Aşkın’ın çalışmalarına. CAKA projesiyle de çok önemli başarılara imza attı.

Adam olacak çocuk bu defa entrümanından belliydi.

Küçücükken o fenomen sorumuz  ‘’büyünce ne olacaksın’’ı sorsaydık bu gün ne olduysa onu söylerdi eminim. Tam teşekkülü bir müzik adamı derdi.

Ulusal ve uluslararası konser kariyerine 2012 yılında başladı Ozan Sari.

Razgrad Filarmoni Orkestrası, Young Talent Festival gibi önemli projelerde yer aldı ve Avusturya, Bulgaristan, Hırvatistan, İsviçre, Bosna Hersek ve Tunus’ta solist olarak konserler verdi.

Ben en çok aldığı  klasik müzik  disipline rağmen, köklerinin bağlı olduğu toprağın müziğini yapmayı, kültürünü yaşatmayı misyon olarak kabul etmesini çok severim Ozan’ın, kendine yabancılaşmadan yabancının sanatını elinden alanlardan biri olmasını yani.

Konserlerinde Ahmet Ali Çakır’ın 2017 yılında kendisi için yaptığı kemanı ve M. Ufuk Güler'in 2014 yılında yaptığı yayı kullanan Sari, Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Görevlisi olarak keman dersleri veriyor.

Bu şehre ait pek çok şey duyduğunuzdan eminim. Duyduklarınızın bazılarına inanmadığınızdan ya da inanmak istemediğinizden de eminim.

Ama şimdi yazacaklarım özellikle sanatseverlerin duyduklarında sanatın ve sanatçının harıl harıl bir ateş içinde yandığı bu günlerde içlerini soğutacak dolayısı ile inanmakla kalmayıp içeriğini araştıracakları cinsten…

Hiçbir maddi beklenti olmadan, herhangi bir keman öğretmenini ve kurumu rencide etme amacı taşımadan, yalnızca ihtiyacı olduğunu söyleyen onlarca gence yardım etmek için duyurusunu yaptığı Keman Eğitimi & Sınav Koçluğu projesine kısa sürede onlarca başvuru alan Ozan Sari şimdi de ŞEHRİN KEMANLARI projesine imza atmakla meşgul ve bu bağlamda, yirmi yıllık profesyonel müzik eğitiminin, eğitmenliğinin ve kemancılığının kendisine verdiği güçle doğduğu ve yaşadığı şehirde keman öğrencilerinden oluşan uzun soluklu bir topluluğun var olması gerektiğine inanarak kurduğu Şehrin Kemanları Topluluğuna Bursa’da keman eğitimi alan herkesi davet ediyor.

Dedim ya adam olacak çocuk bu sefer enstrümanından belliydi diye.

Yazıyı yazarken fonda kardeşi Mahmut Cemal Sari ile Ali Ekber Çiçek’in

 "Haydar Haydar"ını yorumladıkları o nefis performanslarını dinliyorum.

Bu arada Mahmut Cemal Sari’nin adını zikretmişken ağabeyinin yolundan emin adımlarla yürüyen bağlama üstadı olmaya aday delikanlıma da bir not bırakıvereyim şuracığa;

Yazının başlığında ki parantez içindeki ‘lar’ kime ait sence evlat?

16 Aralığı bekliyorum;

Anladın sen onu…