Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Açılsınmasın…

Yazının Giriş Tarihi: 15.08.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.08.2020 00:01

Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.

Aynı anlama gelen değnek ile ilintili bir söz daha var ama onu söylemeyeyim.

Evet doğru tahmin ettiniz;

Okulların açılmasından söz ediyorum.

Kararın zor olduğu şüphesiz.

Okulların açılması açılmasından sıkıntılı, açılmaması açılmasından.

Her ikisinde de risk faktörleri aynı olmasa da riskin bizzat kendisi ortak payda.

Elbette gönüller eğitimin sosyal yönünü ve önceliğini göz önüne alarak, yüz yüze eğitimin verimliliğinden, gerekliliğinden ötesi zorunluluğundan yana.

Ancak bir de tüm Dünya’da artık yaş grubu seçmediğinin de kanıtlandığı bir salgın gerçeği var ki, ülkelerin eğitimden ekonomiye, sağlıktan, güvenliğe tüm hassas noktalarına saldırıyor.

Karar vericilerin yükü bu sefer eni konu ağır.

Gerçekten de;

Okullarda öğrenciler, aynı sınıf, koridor, bahçe, kantin gibi alanlarda aralarına mesafe koymak zorunda kalacaklarsa, grup çalışmaları yapamayacaklarsa, koridorlarda koşup oynayamayacaklarsa, spor ve kültür aktivitelerini gerçekleştiremeyeceklerse, birbirlerinin tostlarının ucundan koparamayacak, kalem silgi değişemeyeceklerse tümünü geçtim üstüne bire de bıcır konuşamayacak, o ileri de hasretle anacakları masum kahkahalarını atamayacaklarsa, öğretmenleri de tüm bunların karşısında sürekli motivasyonlarını yitireceklerse yani okul okul olmaktan çıkıp garip bir revire dönecekse onu açmanın ne alemi var?

Kontrollü ilişkilerle örselenen arkadaşlıkların eğitimin kalitesine zarar vermeyeceğini kim iddia edebilir.

Hadi bunlar ilkokullar için geçerli diyelim;

Orta öğretimde çok mu değişir sanki öğrenci. Evet yaşı büyür belki ama o sıralarda oturmak durumunda olduğu her an aslında ilk okula ilk başladığı anından çok farklı değildir.

İyi de açılmazsa da bambaşka sorunlar bekliyor öğrencileri bir de o var;

Uzaktan eğitim iyi güzelde bunun da hem teknik hem de sosyal sıkıntıları gündemde.

Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın bir öğrencinin ailesi ile birlikte yaşadığı evinde öğrenci kimliği ile de yaşabileceğine ben inanmıyorum. Kaldı ki bu yönde okuduğum pek çok olay ve yakınlarımın çocuklarının uyum sıkıntısı yaşadıkları bağlamında anlattıkları var.

Elbette bu konuda bir genelleme yapılamaz; mutlaka çocukların aralarında bu koşullara uyum sağlayarak eğitimini salondan ya, misafir odasından şanslıysa kendi odasından sürdürenlerinde sayıları da çoktur.

Bir de evinde bırakın internet bağlantısını televizyonu olmayan çocukların oldukları ve sayılarının hiç te az olmadığı yazılıp çiziliyor.

Kısacası konu hem son derece ciddi hem de ha deyince çözülemeyecek cinsten.

Dünya da henüz bu konuya reel bir çözüm bulabilmiş değil.Okullar pek çok ülkede bir açılıyor bir kapanıyor.

Özel okulların ticari kaygıları da sorunun  bir başka tetikleyicisi. Çünkü artık eğitim de bol cirolu ve ona bağlı olarak bol karlı bir endüstri haline geldi ülkemizde.

Tabi her biri bu endüstrinin bileşeni olan tekstil, kırtasiye, ulaşım, özel okul, yurt, pansiyon, lokanta vb. işletmeleri de unutmamak lazım.

Yazının başlığını yanlış yazdığımı sananlar için de bir not yazıp öyle bitireyim köşeyi;

Hayır yanlış yazmadım. Ama yürüttüm.

Güldür Güldür Ekibinin oyuncusu Mahir İpek’in bir skeçte kullandığı kararsızlığı ifade eden repliği bu.

31 Ağustosta açılacağı söylenen okullar önce sanal eğitime 21 eylülde de yüz yüze eğitime dönüştürüleceklermiş ya;

O da salgının seyri ile doğru orantılı olarak şimdilikmiş ya;

Dedim ki bu replik yazıya cuk oturur.

Okullar açılsın mı açılmasın mı?

Açılsınmasın…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.