Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

3. paylaşım savaşı

Yazının Giriş Tarihi: 10.10.2018 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.10.2018 00:04

Bugün biraz yerelden ulusala oradan da uluslararası konulara doğru yelken açalım, bakalım yelkeni şişiren hava nefes almamıza yardım mı edecek yoksa nefessiz mi bırakacak

Baştan şunu kabul edelim; “ABD ve Avrupa 18’inci yüzyıldan itibaren dünyayı nasıl yöneteceklerine karar verdiler. Kral aileleri, silah tüccarları, kendilerini “efendi soylu” gören 13 ailenin bir araya gelerek oluşturduğu topluluk, ellerindeki kapitalin de gücüyle art arda başarılar kazandı… Tarihleri boyunca sayısız savaşa giren insanları rahatsız eden konular zaten belliydi… Ulus devletler için ‘Vatan toprağı’ namustu… Din devletleri için de ‘kutsal olan hemen her şeyi’ kullandılar. Bilginin gücünü, kendi arzularına kurban ettiler… Yazılı tarih boyunca yöneten ile yönetilen sorusuna yanıt arayan filozofları dahi kullanmaktan geri durmadılar…

3’üncü Paylaşım Savaşı’ydı adı ve paylaşanlar belliydi… Etnik her yapının milliyetçi kanatlarını kuvvetlendirdiler. Silahlı kuvvetler ve militarist güçler, egemen sınıfın kolları arasında semirdiler… Nasıl olsa memeleri büyüktü kapitalistlerin ve erkekler; para, kadın ve silah üçlüsüne bayılıyorlardı… Cahiller ve dünyaya tek bir pencereden bakanlar, iyi savaşıyorlardı ancak çok ölüyorlardı… Acı, toplumdaki bireyleri birleştiriyordu…

Kim ölürse ölsün silah tüccarı kazanıyordu…

Savaşa müdahale edenler, siyasi güçlerini kullandılar, savaşa borç para verdiler, tek bir mermi yakmadan teslim aldıkları ülkeler bile oldu… İnsanları köle gibi çalıştırarak elde ettikleri artı değeri ‘batıya’ aktardılar… ‘Boğaz’ı ele geçirmek için olanca güçleriyle abandılar ancak Anadolu’yu tanımadıkları ortaya çıktı. Türkler ise bir başkaydı…  

Zenginleştikçe daha çok istediler. Gözleri hiçbir şeyi görmez oldu, kalpleri taşlaştı ve daha sert tavırlar sergilediler…

Sömürgeci büyük devletlerin, kendi arasındaki paylaşım savaşında Türkiye’nin rolü ‘ileri karakol’ oldu… Soğuk savaş döneminde Awacs uçakları İncirlik’ten kalktı, ülkücü yapı içinden isimler Türk Cumhuriyetleri’nde at oynattı

Türkiye’ninMilli İrade Bildirisi’ olan laik, demokratik sosyal bir hukuk devleti kurması ve mazlum milletlere örnek bir devlet yapılanması bu ‘tek dişi kalmış canavarı’ bir süreliğine ürküttü… İlk defa yenilmişlerdi 1920’lerde… İlk defa geri adım atmışlar, ilk defa daha da derin düşünmeleri gerektiğini anlamışlardı… Ulus devlet çok güçlü bir lidere sahipti… Mustafa Kemal Atatürk’ü tanıyamamışlardı önceleri… O’nun 3 binden fazla kitap okuduğunu, matematik bildiğini, dil devrimini, halkıyla kucaklaşmasını, üretimden anlamasını, 4 yabancı dili yazıp-konuştuğunu, askeri bir deha olduğunu, dünyayı okumasını çok geç fark ettiler… Sosyalist devrim yapan Rusya da o yıllarda korkutmuştu batıyı… Türkiye’nin en büyük şansıydı belki de… Yeni dünya düzeni için zaman gelmişti…

ABD’nin düşünce adamlarından biri olan Brzezinski’nin ‘Büyük Satranç Tahtası’ adlı kitabında Avrupa ile Asya arasındaki topraklara dikkat çekiliyor, petrol yataklarının varlığı, altın gibi değerli madenlerin çokluğu, insanların uyum yetenekleri sıralanıyor… Kafkaslar, Afganistan, Türkiye ve İran’ı masaya yatırıyor düşünür… O meşhur 13 ailenin bireyleri 1930’larda uyandırılıyor… İç etnik çatışmalara karşı savunmasız ülkeler sıralanıyor… Türkiye de içinde… 1983’te Eruh saldırısıyla başlayan terörü anlamak kolaylaşıyor…

2011 yılı… Suriye’ye daha girilmemiş. Taarruz başlamamış ve Pentagon’un Danışmanı George Friedman Amerika’nın Sesi radyosuna bir röportaj veriyor; “Türkiye elini kirletmeli, İran ve Suriye durdurulmalı, Türkiye’nin bunlara karşı harekete geçmesinin zamanı geldi” diyor. Ve oluyor…

Adamlar gayet açık ve net olarak 100 yıldır aynı şeyleri tekrarlıyorlar. 100 yıl boyunca sürekli olarak bölünme, parçalanma, mezhepsel ve etnik olarak bölünmeden bahsettiler… Saddam sonrası Kuzey Irak’tan 5 bin Kürt asıllı Irak vatandaşı götürdüler ABD’ye… 5 yıl sonra hepsi İngilizce konuşmayı, bomba yapmayı ve ajanlık faaliyetlerini öğrenerek döndüler… Dağdaki her Kürt aileye 20.000 dolar dağıttılar. Musul’a, Kerkük’e diğer ilçelerine indiler… Tapu ve nüfus idarelerini basarak, kendi geleceklerini kurduklarına inandılar…

Ekonomi bu yazının neresinde derseniz eğer; onu da siz bulun!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.