Ülkemizde yeni yılla birlikte terör örgütleri de atağa kalktı. Yeni yılın ilk saatlerinde başlayan saldırılara her geçen gün bir yenisinin eklenmesi için uğraşıyorlar. Detaylara girmeden kabaca ifade etmek gerekirse bu işler çok organize bir şeklide ve tek elden yönlendiriliyor. Kuklalar değişiyor ama kuklacı hep aynı. Başbakan Yıldırım'ın da altını çizdiği gibi terör örgütleri vardiyalı çalıştırılıyor ama hedef hep aynı.

Hangi ABD?

Görünen o ki 2017 ülkemiz, bölge ve dünya için çok ciddi bir kırılma noktası olacak. Yaşanan güç mücadelelerinin, vekalet savaşlarının yılın ilk yarısına kadar doruğa çıkacağını ama 2017 bittiğinde taşların yerine oturacağını tahmin ediyorum. Ondan sonra ne olacağı da yine bu süreçte kurulacak dengelere ve ittifaklara bağlı diye düşünüyorum.

Tabi tüm bu süreçlerde ABD'nin ne tarafa ağırlık vereceği en kritik soru olarak karşımızda duruyor. Giderayak iyice gemi azıya alan Obama yönetiminin politikaları sürdürülürse dünya için durum daha da vahim olacak. Ne var ki, ABD deyince ilk akla gelen de “hangi ABD?” sorusu oluyor. Daha önce yazılarımda bu konuya etraflıca değindiğim için detaylara girmiyorum.

PKK ve ABD

YPG üzerinden PKK'ya verdiği destek artık iyice açığa çıkan ABD'nin PKK'lı kanadı bakalım Trump iş başına geldiğinde aynı gücünü koruyabilecek mi? Kısa vadede ülkemiz ve güney sınırlarımız için bu sorunun cevabı hayatı bir bilgi niteliği taşıyor. Aylardır konuşulan, devletimiz tarafından kapalı kapılar ardında ve basın açıklamalarında net bir şekilde ifade edilen PKK'lı ABD gerçeği artık somut olarak da ispat ediliyor.

Daha dün, ABD'li askerlerin PKK'nın Afrin kampında terör örgütü üyelerine verdiği eğitimleri ve kurduğu özel polis kuvvetini gösteren fotoğraflar ortaya çıktı.

ABD, PKK'yı ordu yapmak istiyor

MİT tarafından Başbakan Yıldırım'a sunulan bir raporda ise PKK'nın Kandil'de bulunan üst düzey elebaşlarının farklı bölgelere gittikleri ve örgütün Suriye'de çok sayıda terörist yetiştirmeyi planladığı, bunun için yabancı ülkelerden de önemli ölçüde destek aldığı anlatıldı.

PKK'ya verilen silahlarla ‘modern bir ordu' kurulabileceği bilgisinin de yer aldığı raporda, PKK'nın, önemli miktarda cephaneyi Münbiç-El Bab-Afrin hattına naklettiği bilgisi verildi. Silah eğitiminin de ABD'liler tarafından “hızlandırılmış kısa dönem kurslar” biçiminde verildiği anlaşıldı. PKK'ya verilen silahlar arasında uçaksavarlar, Dockalar, Kalaşnikof, Zagros, Dragunov ve G- 3 otomatik piyade tüfekleri yer alıyor.

Eğer ABD bir politika değişikliğine gitmezse, bu yılın bahar aylarında Suriye, Irak ve Türkiye sınırlarını kapsayan tarihin en büyük PKK operasyonunu göreceğiz. İşte ABD'de tam bu noktada TSK'nın operasyonuna karşı hazırladığı PKK'ya ve yan kollarına düzenli bir ordu gibi savaşabilmeyi öğretmeye çalışıyor. Yani OÇ (operasyon çocuğu) ABD, kendi kullanışlı militancıklarını kaybetmek istemiyor ve operasyonlara kurban gitmemeleri için de onları savaşa hazırlıyor.