Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) bu yılın 11 aylık ihracatına ilişkin verileri birkaç gün önce açıkladı. Ocak-Kasım arasındaki toplam ihracatımız 144 milyar 267 milyon dolar ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,4’lük artış var.

Bu ihracatın yüzde 90'ını yıllık ihracat tutarı 1 milyar doların üzerinde olan 15 il yaparken, Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 45'ini tek başına İstanbul gerçekleştiriyor.

En çok ihracat yapan ve yıllık ihracat tutarı 1 milyar doların üzerinde olan iller sıralaması İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir, Ankara, Gaziantep, Manisa, Denizli, Sakarya, Hatay, Adana, Kayseri, Mersin, Konya ve Trabzon şeklinde devam ediyor.

Bu genel değerlendirmeden sonra gelelim Bursa’ya…

TİM verilerine göre Bursa’nın 11 aylık ihracat toplamı 11 milyar 733 milyon 350 bin dolar düzeyinde.

Bursa en çok ihracat yapan iller arasında ikinci sırada ve Türkiye'nin toplam ihracatında Bursa'nın payı yüzde 8.13 düzeyinde.

Bu yılın Ocak-Kasım ayları arasındaki döneme ilişkin veriler, geçen yılın aynı dönemine göre Bursa’nın ihracatında binde 8 düzeyinde bir gerileme olduğunu gösteriyor.

En çok ihracat yapan iller sıralamasında ikinci olan Bursa, aynı zamanda 11 aylık veriler itibariyle geçen yıla göre ihracatı azalan iki ilden birisi durumunda. Bursa ihracatı binde 8, Kocaeli’nin ihracatı da yüzde 2,3 oranında gerilemiş durumda. Diğer illere baktığımızda ihracat artışının Kayseri ve Manisa’da yüzde 7, Konya ve Trabzon’da yüzde 10, Sakarya’da yüzde 18 ve Mersin’de yüzde 24 düzeyinde olduğunu görüyoruz.

Son olarak şunu belirteyim, Kasım ayı itibariyle Bursa’nın otomotiv ana ve yan sanayi ürünleri ihracatı yüzde 13.9, tekstil ürünleri ihracatı yüzde 10.4, hazır giyim ve konfeksiyon ürünleri ihracatı yüzde 5.4, meyve sebze mamulleri ihracatı yüzde 8 ve yaş sebze meyve ihracatı da yüzde 13.4 oranında geriledi.

İhracata ilişkin tespitlerimiz böyle.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu-TİSK’den ekonominin geneline ilişkin yapılan açıklamada, “Ekonominin kronik sorunu cari açıkta; büyümenin yavaşlaması, enerji fiyatlarındaki düşüş, yurtiçi talep daralması, dış ticaretteki değişimler gibi çeşitli faktörler nedeniyle nispi azalış yaşanmaktadır. Enflasyonda ve issizlikte ise belirgin artışlar görülmektedir. En çok üzerinde durulması gereken, ancak en az gündemde olan konu ise, özel sektörün sabit sermaye yatırımlarında 2011’in son çeyreğinden beri yaşanmakta olan reel gerilemedir. Bu gerileme, makine-teçhizat yatırımlarında daha yüksektir; üretim teknolojisini geliştirmede sorun olduğunu belirtmektedir. Yatırımların, özellikle sanayi sektörünün fabrika yatırımlarının seyri, ülkenin geleceğini gösteren bir aynadır. Bu aynanın görüntüsü içinde gelecekteki işsizlik de vardır. 2014 yılı için tahmin edilen yüzde 3’lük büyüme hızı, dünyanın pek çok ülkesine kıyasla daha iyi bir oran olsa da, Türkiye’nin üretim ve istihdam ihtiyaçlarını karşılayamayacak düzeydedir. Yatırımları artırmak, ilk öncelik olmalı; bu dönemde sanayiye daha etkin ve ihracata dayalı, seçici teşvikler yürürlüğe girmelidir” değerlendirmesinde bulunuldu.

Patronlar böyle düşünürken bu hafta yeni ekonomik veriler açıklanacak.

Bugün sanayi üretim endeksi, Çarşamba günü Temmuz-Eylül aylarını kapsayan 3. çeyrek büyüme oranları, Perşembe günü ödemeler dengesi, tüketici kredileri ile kredi kartı harcamalarına ilişkin istatistikler, Cuma günü de sanayi ciro endeksi ve dış ticaret endeksleri açıklanacak.

Yılsonu yaklaşırken 2014’ün geneli ile birlikte bu verileri de değerlendirip iş dünyasının 2015’den beklentilerini bir sonraki yazımızda ele alacağız.