Türkiye’ye mal olmuş ünlü kişilerle tebessüm ettiren hatıralarını isim vermeden okurlarımızla paylaşalım diye düşündüm. Her an her yerde olabileceğimizi bizi takip edenler ve tanıyanlar bilir. Sanırım biraz da sıcak kanlı olmamızdan kaynaklanan bir durum bu.

Dönemin İçişleri Bakanı Bursa’ya gelir. Vali ve emniyet müdürüne Gemlik’te Boksör Restoran’da birlikte yemek yemelerini istediğini söyler ve özellikle yalnız gelmelerini, koruma ve eskort getirmemelerini ister. Vali ve emniyet müdürü bu talebe uyar, sessiz sedasız normal müşteri gibi Boksör Restoran’a gelirler. Yemek ve sohbet faslı başlar; gayet güzel giden ortamda emniyet müdürü müsaade isteyerek lavaboya gideceğini söyler ve kasada duran görevliye gelerek, “Ben Bursa emniyet müdürüyüm. Şu karşıdaki masanın hesabını ben vereceğim. Sakın onlardan hesap alma” der ve “Peki efendim” cevabını alır. Ardından masaya dönen emniyet müdürü sohbete devam eder. Bir müddet sonra bu kez vali lavaboya gitmek için müsaade ister. İhtiyacını gördükten sonra kasaya gelip, “Evladım ben Bursa valisiyim. Karşı masadan hesap alma, hesabı ben ödeyeceğim” der ve “Peki efendim emredersiniz!” cevabını alır. Vali masaya dönüp sohbete devam eder. Kısa bir süre sonra bu kez içişleri bakanı kalkar. Önce lavaboya, ardından kasaya gelir ve görevliye, “Sevgili kardeşim ben içişleri bakanıyım. Şu karşı masanın hesabı bana aittir. Sakın onlardan hesap alma” der. Şaşkınlığını üstünden atamayan görevli içişleri bakanını, valiyi ve emniyet müdürünü tanımamaktadır ve belki de işletildiğini düşünerek, “Yeter be kafayı çeken kendini bir şey sanıyor” diyerek tepkisini ortaya koyuyor. Ve yine hoşgörü devreye girerek Boksör Restoran kahkahalar ile çınlar…

Dönemin bir ilçe başkanı dostumuz, yeni bakan olmuş parti büyüğünü ilçesine davet eder. Tüm teşkilatı, üyeleri ve halkı da davet eder. Tarihi bir gün yaşanacaktır. Tüm hazırlıklar yapılır ve kurban kesilmesi için de bir dana satın alınır. Bakan teşrif ettiğinde kurban kasap tarafından dualar ile kesilecektir. İlerleyen saatlerde kalabalık artar ve Mercedes ile beyaz takım elbiseli biri araçtan iner. Kalabalık oraya doğru hareketlenince Kasap, “Bismilahirrahmanirrahim” diyerek duasını okuyup kurbanı keser! Şaşkınlığı üstünden atan ilçe başkanı, kurbanın kesildiğini görünce telaşla kasaba dönerek, “Ne yaptın?” der. Kasap, “Bakan bu değil miydi?” diye sorar. İlçe başkanı ise, “Ne bakanı! Bu gelen il başkanı!” cevabını verir. Zavallı kasap kalabalıkta geleni görememiş, bekleyenler hücum edince gelenin bakan olduğu önyargısına kapılmıştı. Oysa bakan beş on dakika içinde orda olacaktı. Telaşa kapılan ilçe başkanı telafi zamanı olmadığını biliyordu ve kıvrak zekası ile hemen bir marangozdan talaş getirtir ve etrafa serptirir. Dananın kafası yeniden geçici olarak yapıştırılır ve bakan geldiğinde o hengamede yeniden kesilmiş gibi yapılarak durum kurtarılır.

Baharın güzel ayı Nisan hoş geldi diyerek, 1 Nisan şakası tadında yazdığımız yazı umarım okurlarımızı gülümsetmiştir. Esen kalın…