Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

1 Mayıs’ı anlamak

Yazının Giriş Tarihi: 03.05.2015 02:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.05.2015 02:17

 

1 Mayısın benim doğum günüm olması sebebiyle iki özel günü birlikte kutlamayı kabul etmem gereken bir gün benim için Doğum günümüzü pek ciddiye almadan İşçi bayramı olan bu günü iyi anlamak ve analiz etmek gereklidir. Günümüz işçileri kazandıkları sosyal hakları altta yazacağımız olayların kahramanlarına borçludurlar.

İlk kez 1856'da Avustralya'nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesinden Parlamento Evi'ne kadar bir yürüyüş düzenlediler.

1 Mayıs 1886'da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Şikago'da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil'de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil'deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park'a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, 'Böylece ön yargı duvarı yıkılmış oldu' şeklinde yorumlanmıştı.

Bu gösteriler 1 Mayıs'ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs'ta kanlı Haymarket Olayı'na yol açtı.

Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 14 Temmuz-21 Temmuz 1889'da toplanan İkinci Enternasyonal'de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada "Birlik, mücadele ve dayanışma günü " olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi.

Zamanla 8 saatlik iş günü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı. Günümüzde sosyalist ülkelerde (Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Laos, Küba, Venezuela, Nepal, Bolivya) ve daha birçok ülkede tatil günü olan 1 Mayıs'ı işçiler büyük kitle gösterileriyle kutlar; bazı ülkelerde 1 Mayıs siyasal bir eylem biçimini de alır.

 Türkiye’de 1 Mayıs işçi bayramının geçmişi Osmanlı Devletinin son dönemlerine kadar uzanır. II. Meşrutiyetin ilanı ile ortaya çıkan özgürlük ortamında işçiler de haklarını aramak için sendikalaşmaya ve partileşmeye başladılar.

Meşrutiyetin ilanının hemen ardından çalışma şartlarının iyileştirilmesi amacıyla hak arama mücadelesine giren işçilerin elindeki en büyük koz ise grevdi. Bu amaçla liman işçileri, Paşabahçe şişe cam fabrikası, Samsunda tütün işçileri, İstanbul’daki gazetelerde çalışan işçiler, tramvay şirketlerinde çalışan işçiler, telgraf idaresindeki işçiler, Demiryolu hatlarında çalışan işçiler, Şirket-i Hayriye ve deniz işletmelerindeki işçiler grev yaptılar. Bu grevlerle birkaç gün içerisinde ülkede hayat durdu.

İşçilerin bu geniş çaplı grevine İttihat ve Terakki’nin tavrı ise hükümetin yanında yer almak oldu. Böylece işçilerin İttihat ve Terakki ile olan birlikteliği meşrutiyetin daha ilk aylarında son buldu. Hükümet 8 Ekim 1908 tarihinde çıkardığı Tatil-i Eşgal Kanunu Muvakkatı yasasını çıkarttı. Yasa ile kamu hizmeti yapan işçilerin, yani Demiryolları, tramvay, liman işletmeleri, su ve havagazı şirketleri, Duyun-u Umumiye ve reji idarelerine bağlı çalışan işçilerin grev yapması yasaklandı. Ağır para ve hapis cezaları getirdi. Yasanın çıkmasının ardından grevler yok denecek noktaya geldi. Böylece Osmanlı’da henüz yeni yeni oluşan işçi hareketi büyük ölçüde son buldu.

1 Mayıs Osmanlı’daki işçilerin de bayram olarak kabul ettikleri bir gündü. Osmanlı’da ilk işçi bayramı 1909 tarihinde Üsküp’te kutlandı. Bulgar, Sırp, Türk kökenli bir grup işçinin talep ettikleri hakları yürüyüş yaparak kutladıkları bu bayram Osmanlıda bir ilk oldu. Daha sonra 1910,1911 ve 1912 yılındaki 1 Mayıs işçi bayramı farklı etnik grupların katılımı ile başta İstanbul olmak üzere Selanik ve bazı Balkan şehirlerinde kutlandı.  Tabii ki bu kutlamalarda aynı zamanda işçiler yönetimden taleplerini dile getiriyorlardı. İşçi hakları ile ilgili yasal düzenlemelerin yapılması, çalışma saatlerinin düzenlenmesi, grev haklarının genişletilmesi öne çıkan taleplerdi.

İşgal altında 1 Mayıs kutlamaları bağımsızlık mitinglerine dönüştü

1912 yılında başlayan Balkan savaşları ve I.Dünya savaşı süresince İttihat ve Terakki yönetimi, ilan ettiği sıkıyönetim ile 1 Mayıs işçi bayramının kutlanmasını ve işçilerin grevlerini yasaklattı. 1.Dünya savaşının ertesinde Mütareke döneminde ise (1918-1922) yıllardır söz hakkından mahrum olan işçiler hızlı bir şekilde tekrar örgütlenmeye başladılar. Bu örgütlenmelerle 1 Mayıs kutlamaları tekrar başladı.  1919,1920 1921 yıllarındaki 1 Mayıs işçi bayramları işgal altındaki İstanbul’da bağımsızlık mitinglerine dönüştü. İşgal güçlerinin yasaklamalarına, yapılacak olan iş bırakmanın askeri suç sayılacağı ve askeri mahkemede yargılanacakları gibi tehditlerine karşın 1 Mayıs kutlamalarına katılımlar yoğun bir şekilde gerçekleşti. 

1922 yılındaki 1 Mayıs işçi bayramı ise bu kutlamalar arasında en dikkat çekeni oldu. Türkiye Sosyalist Fırkasının öncülüğündeki kutlamaları, Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası, Sosyal Demokrat Fırkası, Türkiye İşçi Derneği, Beynelmilel İşçiler İttihadı gibi parti ve örgütlenmeler gerçekleştirdi.

Türkiye'de ilk kez 1923'de resmi olarak kutlanmıştır. 2007 yılında benim önerim ve Başbakan yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır'ın çalışmaları ile 2008 Nisan'ında, "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM'de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir. Bayram ve bahar tadında geçecek olaysız 1 Mayısları yaşamak en büyük dileğim doğum günümde.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.